- Zaman yönetimi kavramı sık bir şekilde kullanılıyor ama zaman yönetilen bir şey değildir.
- Sonuçta herkesin 24 saati var. Buna kendilik ve dikkat yönetimi dersek daha doğru olur.
- Zaman yönetimi sorunu olarak adlandırılan konu; dikkatini, seni gerçekten motive eden şeyde tutmamaktır.
- Eğer orta ve uzun vadeli hedeflerde netlik yoksa anlık hazlar peşinde koşmak daha motive edicidir.
- Bu konuda 2 aşamalı çözüm önerilerimi de paylaştığım videoyu izlemeni öneririm.
Zaman yönetimi konusunda sıkıntı yaşıyorsan, benim yapıma ya da şartlarıma uygun değil gibi bahanelerin varsa meselenin özünden hareketle 2 aşamalı çözüm sunduğum bu yazıyı okumanı öneririm
Zaman yönetimi ismini kim buldu bilmiyorum ama açıkçası zaman yönetilecek bir şey değildir.
En azından biz fani canlılar için şu anki teknolojik imkanlarımız açısından durum böyle.
Zaman makinesi icat edilirse durum değişir tabii ki 🙂
Herkesin bir günde 24 saati var. Bunu yönetip 30-40 saate çıkaramazsın.
Aylık geliri 100 milyon dolar olanın da aylık geliri hiç olmayan kişilerin de bir günde 24 saati var.
Peki yönetilen şey nedir?
Dikkatini yönetebilirsin.
Zaman yönetimi yerine dikkat yönetimi hatta kendilik yönetimi diyebiliriz.
24 saatlik zaman diliminde ne yapacağını planlayıp bunu uygularken aslında dikkatini nereye vereceğini planlayıp uyguluyorsun.
Bu gerçeğin farkında olman önemli yoksa “Benim işim-sorumluluklarım-şartlarım-elimde olmayan nedenlerden hiç zamanım yok.” diyerek kurban psikolojisinde sıkışıp kalabilirsin.
Biz her an zamanımızı nasıl değerlendireceğimiz konusunda karar veriyoruz.
Seçimlerimizle yaşıyoruz.
Seçimlerimiz bizi mutlu da edebilir, sıkıntıya da sokabilir.
Bu seçimlerimizin bize verdiği sinyallere karşı uyanık kalıp gerekli güncellemeleri yapmamız gerekir.
Mesela yetiştirmen gereken bir iş varsa bunu ertelemek aslında sana iyi gelmez.
Sıkıntısını içten içe yaşarsın.
Bu sıkıntı sana, ertelediğin işi yapman konusunda çağrıda bulunuyordur ama bu seslere kulaklarını kapatırsan hem işler aksar hem de içinde sürekli bir huzursuzluk yaşarsın.
Bu sesler gelmesine rağmen dikkatini sosyal medya, tv, dışarıda dolaşmak vb. şeylerde oyalanarak geçirdiğinde bir karar veriyorsun.
“Ben dikkatimi-enerjimi telefonda vakit geçirmeyi seçiyorum çünkü iş yapmak şu an hiç çekici gelmiyor. Beni motive etmiyor, yapmaya çalışsam da ortaya iyi bir şey çıkmayacak ve o zaman da kendimi yetersiz hissedeceğim-dışarıdan da eleştirileceğim.” gibi düşüncelerin vardır.
Bu düşünceler nedeniyle odaklanacağın şeyleri seçersin.
Sadece iş yapma konusunda değil ilişkilerde de örnekler çoğaltılabilir.
Mesela çocuklarınla ilgilenmek, oyun oynama konusunda da zaman bulamadığından yakınıyorsan iki kere hatta daha fazla bu konuyu düşünüp analiz etmeni öneririm.
İlla ki motivasyon yönetimiyle ilgili bir sorun yaşıyorsundur.
Gördüğün gibi zamanı yönetememekten ve ertelemeden yakınan kişiler aslında dikkatini nereye verecekleri konusundaki motivasyonlarını yönetemiyorlar.
Yapacağı işi bitirme konusunu anlamsız bulan, bu konuda motive olmayan birisi anlık hazlar peşinde koşmayı daha çekici bulur ve kendini bunlara bırakmayı seçer.
O yüzden zaman yönetimi konusuna, dikkatini nereye yönlendireceğin konusundaki motivasyon yönetimi olarak bakabiliriz.
Eğer dikkat eksikliği sorunun olduğunu düşünüyorsan bu yazıyı tekrar okuyup sindirmeni öneririm çünkü motivasyonunu arttırmayı öğrendiğinde dikkat kapasiten de artacaktır.
Zaman yönetimi olarak adlandırılan bu konuda sana 2 aşamalı bir önerim var.
İlk aşamada, kısa orta ve uzun vadede nelere ihtiyaç duyuyorsan, neler senin için önemliyse önce bunları belirle.
Bunu yazılı olarak da yapabilirsin.
Daha kolay olması için önce uzun vadeli isteklerini belirleyip, oradan zamanı geriye sararak bu isteklerine ulaştıracak adımları düşünebilirsin.
2. aşamada da, bu isteklerini gündemde tutup kendi motivasyonunu artırma sorumluluğunu almaya ve daha yararlı seçimler yapabilmeye başlayabilirsin.
Bu şekilde uzun vadeli isteklerin için motive olduğunda anlık hazları gerektiğinde bir kenara koymak daha kolay olacaktır.
Uzm. Psk. Cem Gümüş