Pozitif Psikoterapi (PPT) bireysel, çift ve aile psikoterapisinde var olan kaynakların kullanımını merkeze alan bir psikoterapi yaklaşımıdır. Psikodinamik, hümanistik, davranışçı, kültürlerarası ve salutogenetik yaklaşımların tutarlı bir sentezi olarak tanımlanabilir. PPT bütünleştirici bir yaklaşım olarak uyguladığı yöntemleri sistematik bir şekilde danışanların ya da ailelerinin ihtiyaçlarına uygun şekilde esnetebilmeye olanak sağlamaktadır.
1968 yılında Nossrat Peseschian tarafından Almanya’da geliştirilmiştir. Günümüzde 20’nin üzerinde ülkede PPT eğitimleri verilmektedir.
Psikodinamik odaklı pozitif psikoterapide pozitif kelimesi, her şeyin sadece olumlu taraflarını görmek anlamında algılanmamalıdır. Latince ‘positum’ kelimesi elde olan, var olan, gerçek olan anlamına gelmektedir ve pozitif kelimesinin kökenidir. Dolayısıyla PPT’deki pozitif ifadesi olumlu ve olumsuz olarak görülebilecek her şeyi bir bütün olarak ele almayı temsil eder. Bu yönüyle pozitif psikoloji akımından (Martin Seligman ve diğ.) ayrışmaktadır.
PPT üç temel prensip üzerine kuruludur: umut, denge ve danışmanlık.
Umut prensibi, her insanın temel bazı becerilere ve ihtiyaçlara sahip olduğu görüşüyle hümanistik yaklaşıma dayanmaktadır. Bu beceriler birincil (sevgi, tensellik, güven vb.) ve ikincil (başarı, düzenlilik, adalet vb.) olarak iki gruba ayrılarak kategorize edilmiş ve her kategori içerisinde bir liste ile standart olarak belirlenmiştir. Birincil beceriler aynı zamanda temel ihtiyaçlar olarak görülmektedir. Bu beceriler ve temel ihtiyaçların herkes için ortak olması nedeniyle insana pozitif bir bakış açısı ile bakılmaktadır.
Denge prensibi, denge modeline dayanmaktadır. Denge modeline göre yaşamın dört temel alanı bulunmaktadır (Beden, ilişki, başarı, gelecek-anlam-maneviyat). Bu alanlar temel ihtiyaçlar ve beceriler ile bağlantı halindedir. Denge modeli ile terapi sürecinde psikopatolojinin kavramsallaştırılmasının ötesinde yaşam kalitesini artırmaya yönelik bir yol haritası da çıkarılabilmektedir.
Erken dönem psikodinamik etkenler ve bunlarla ilişkili içsel çatışmalar kişilik yapılanmasını kompleks hale getirmektedir. İnsanlar temel becerilerini dengeli bir şekilde geliştirdiği ölçüde yaşamındaki durum ve olaylarda esnek şekilde düşünüp hareket edebilir. Kişi özellikle çocukluk yaşamında bazı becerileri yeterince geliştiremediğinde ya da bazılarını fazla geliştirdiğinde dengesizlik oluşur ve bu da yaşamın bazı dönemlerinde semptom ve problemlerin ortaya çıkmasına neden olur. Bu semptom ve problemler farkında olmadan ortadaki dengesizliği çözmeye ve ihtiyaçları gidermeye yönelik bulunan geçici çözümlerdir.
PPT’de dörtlü model boyutları, etkileşimin üç aşaması, çatışma modeli (güncel, temel, içsel, anahtar çatışma) ve travma modeli (mikro-makro travma) vb. araçlarla psikodinamik etkenler anlaşılması kolay kavramlarla işlenmektedir. Normal gelişim evreleri temel ihtiyaçlar ve beceriler ekseninde kavramsallaştırılarak gelişimsel perspektif ile çalışılmaktadır.
Danışmanlık prensibi, terapi sürecinde ilişki dinamiğinin doğal sürecini kolay ve doğru şekilde takip ederek umut ve denge prensibini kullanabilmeye dayanmaktadır. Beş basamaklı bir çalışma modeliyle terapi planlama, seansı ve yapılan müdahaleleri yapılandırma kişide direnç yaratmadan yapılabilmektedir.
Terapide hikaye, masal, metafor ve diğer kültürlerden alınan örnekler kullanılarak çatışmalı durumlara farklı bir bakış açısından bakmak kolaylaşabilmekte ve daha sonraki durumlarda hatırlatıcı olarak kullanılabilmektedir. Bu modelin birçok farklı terapi yaklaşımı ile tutarlı olduğu ve ilgili yaklaşımların yöntemlerini entegre etmeye müsait olduğu görülmektedir. Örneğin, motivasyonel görüşmedeki Stages of Change modeli (Carlo C. DiClemente and J. O. Prochaska), EMDR terapisi 8 aşamalı standart protokolü, Bilişsel davranışçı terapideki sokratik sorgulama yöntemleri ile tutarlı olduğu söylenebilir.
PPT’de kişilik yapılanması ve psikopatoloji üç düzeye göre sınıflandırılarak tanı konulmaktadır. Kişinin ihtiyaçlarına göre kısa, orta ve uzun vadeli bir terapi planlaması yapma konusunda klinisyenin karar alma süreçlerini kolaylaştıran araçlar bulunmaktadır.
Uzm. Psk. Cem Gümüş