Panik atak ve panik bozukluk aynı şey midir?
Genelde, internette de baktığında her ikisi birbirine karışıyor gibi gelebilir.
Bu yazıda ikisinin farklı şeyler olduğunu anlatacağım böylece panik atağa daha geniş bir perspektiften bakıp panik bozukluğun ne olduğunu daha iyi anlayabileceksin.
Panik bozuklukla panik atak genelde birbiriyle karıştırılan konulardır.
Bunu aslında depresif hissetmekle, depresyondayım, demeye benzetebiliriz. Her depresif hisseden depresyona girmiş anlamına gelmiyor.
Depresyon bize daha büyük bir tabloyu gösterir.
Sadece mutsuz hissetmen, isteksizlik olması direkt depresyonda olduğun anlamına gelmez.
Aynı şekilde eğer bir kez panik atak yaşadıysan bu senin panik bozukluk içine girdiğin anlamına gelmiyor.
Panik bozukluk, panik atakların daha kronikleştiği, panik atakları gündemde tuttuğun ve bundan dolayı kaygınlandığın özel bir durumdur ve bunun belli alt kriterleri var.
Bu kriterlerden bir tanesi, panik atakların tekrarlı bir şekilde yaşamaktır ve en az bir aydan uzun sürede bu sorunun gündemde olması gerekiyor.
Bu arada panik atak dediğimiz şey nedir?
Hızlı bir şekilde yükselen korku dalgası içine girmen ve içsel bir sıkıntı hali yaşayıp bu hislerin birkaç dakika yükselip alçalması şeklinde açıklayabilirim.
Özellikle panik atağın belirtilerinden bahsettiğim yazıyı ve panik atakla alakalı diğer yazılarımı okuduğunda bu konuyu daha iyi anlayacaksın.
Panik bozukluğun diğer bir belirtisi bedende belli rahatsız edici değişikliklerin olmasıdır.
En sık karşılaşılan semptomlar; çarpıntı, terleme, titreme, nefes alıp vermede güçlük, üşüme, ciltte soluklaşma, gözlerde büyüme, sindirim sistemiyle alakalı sorunlar, midede yanma, baş dönmesi, sersemlik hissi gibi kaygıyla ilişkili olan bedensel değişikliklerdir.
Panik bozukluğun diğer bir kriteri de panik atakla alakalı bir korku hissinin gündeme gelmesidir. Yani bir beklenti kaygısı, beklenti anksiyetesi ortaya çıkar.
Bundan dolayı da belli durumlar içine girmemeye çalışırsın.
Bedenine daha çok odaklanıp takip edersin; “Acaba panik atak hissi var mı, yok mu?” diye kendini yoklar hale gelirsin, bu da panik atağı gündemde tutmana neden olur.
Panik ataklara odaklanırsın çünkü bunların sana zarar vereceğini hatta o an panik atak yaşıyorken ölecek olduğunu zannedersin ve panik ataktan çıktığında ölümden dönmüş gibi hissedersin.
Yani panik bozuklukta yoğun, rahatsız edici, dehşet hislerine neden olan duygular yaşarsın.
Korktuğun şey sadece ölmek değil, fiziksel olarak zarar gelmesi değil zihinsel olarak da zarar görmekten korkuyor olabilirsin; delireceğim, aklımı kontrolümü kaybedeceğim gibi korkular da panik atakların panik bozukluğa geçecek şekilde yaşamana neden olabilir.
Panik bozukluğun diğer bir belirtisi de en az bir aydan daha uzun bir süredir yaşam kaliteni kısıtlıyor olması.
Panik ataklarla alakalı belli kaçınmalar içine girersin, panik atak yaşamamanı sağlayacak durumlara girersin ve panik atak yaşamanı tetikleyecek durumlardan kaçınırsın.
Mesela artık spor yapmamaya başlarsın, kendini çok fazla yormamaya çalışabilirsin çünkü bu şekilde kalbin daha hızlı atmayacak ve kalp krizi geçirme riskini azaltacakmışsın gibi düşünmeye başlarsın
Aslında bu yanlış bir düşüncedir.
Bunun dışında belli güvenlik önlemleri almaya başlayabilirsin; bu hisler geldiğinde hemen acile gitme isteğin olabilir, sık sık acile gidebilirsin çünkü hemen müdahale edilmesi gereken bir durum varmış gibi düşünmeye başlayabilirsin.
Yani bu alışkanlıklar üst üste gelmeye başladıkça kısır döngü haline gelir böylece panik bozukluk sorunu ortaya çıkmaya başlar.
İnternetten araştırmalar yapabilir, birçok kaynak okuyabilirsin. Sana ne olduğuyla ya da bu sıkıntıların ne tür problemlerle alakalı olduğuyla ilgili bilgi alabilirsin.
Belki doktor doktor dolaşabilirsin ve doktorlar sana “Bedensel bir sıkıntın yok, sağlıklısın, bu ziinsel yani psikolojik streslerle alakalı bir sorun gibi görünüyor.” dediklerinde muhtemelen pek tatmin olmayıp onların bir şeyleri bulamadığını, daha başka doktorlara gidince belki onların bulabileceğini düşünmeye başlayabilirsin.
Tüm bunların yanında panik bozukluğun kriterleriyle ilgili önemli bir ek bilgi vereyim.
Tabi ki panik bozukluk psikolojik, psikiyatrik bir sorun olarak görülür ama öncelikle bu sıkıntıların başka bedensel problemlerle de alakalı olup olmadığının anlaşılması gerekiyor.
Yani çarpıntı hissi, terleme, titreme, nefes alıp vermede güçlük gibi sıkıntıların herhangi bir sağlık sorunuyla alakalı olmaması gerekiyor.
Kalp rahatsızlığı, akciğerlerde bir sorun ya da hormonal dengesizlikler gibi sorunlarla ilgili olmadığından emin olunması lazım.
Bunun dışında ekstazi gibi belli uyuşturucu maddeler de panik atağa benzer hisleri tetikleyebiliyor.
Dolayısıyla bu gibi maddelerin etkisi altındayken yaşanan panik ataklar panik bozuklukla ilgili değildir. Bunlar maddeye bağlı sorunlardır. Bunu ayrıştırmak gerekiyor.
Özetle, panik atak ve panik bozukluk birbirinden farklı şeylerdir.
Panik bozukluk, panik atakların kronik hale geldiği ve belli yanlış alışkanlıkların geliştiği bir durumdur.
Nedir bu alışkanlıklar?
Kaçınma, bedensel hislere odaklama, güvenlik önlemleri alma vb.
Bu alışkanlıklarla birlikte bu negatif durum, negatif beklenti hali devam eder ve panik bozuklukla birlikte artık yaşam kalitende önemli düzeyde kısıtlanma ortaya çıkmaya başlar.
Bu sorun kronikleştikçe yaşam kalitene olan etkisi de artmaya başlar.
Dolayısıyla sen de durumunun panik bozukluk kriterlerine uygun olduğunu düşünüyorsan, vakit kaybetmeden bir psikoterapi uzmanına başvurmanı öneririm.
Yazıyla ilgili düşüncelerini aşağıdaki yorumlarda paylaşabilirsin.
Uzm. Psk. Cem Gümüş