Doktora gittin ve sana “Sağlıklısın, yaşadığın atak herhangi bir hastalıkla alakalı değil.” dedi.
Sadece bunu duymak muhtemelen içini pek rahatlatmadı.
Kaygılanınca bedeninde neden bu tür şeyler olduğu hakkında daha çok bilgi almak istersen bu konudaki deneyimli bir psikolog olarak yazıyı okumaya devam edebilirsin.
Çarpıntı, nefes darlığı, baş dönmesi, terleme, titreme, kasılma bedeninin ilkel savunma mekanizmalarıyla ilgilidir.
TEHLİKE→KORKU→BEDENSEL REAKSİYON (Çarpıntı, Nefes Darlığı, Baş Dönmesi ve Sersemlik, Sindirim Sorunları, Titreme, Terleme, Üşüme, Gözlerde Büyüme)
Bu yazıda anlatacaklarımı somut basit bir örnek üzerinden işleyeceğim.
Yazının sonunda senin özel durumuna uygun şekilde tüm taşlar yerine oturacak.
Tenha bir sokakta yürürken aniden bir köpeğin havlayarak senin üzerine doğru hızla koştuğunu düşün.
Sana saldırıp ısıracak gibi görünüyor.
O an bir tehlike altında olduğun için hemen korku duygusunu hissedersin çünkü korku seni bu tehlike karşısında bir şeyler yapmak için hazırlıyor.
Ya kaçacaksın ya da kendini korumak için karşılık vereceksin.
Bunu yapabilmek için bedeninin spor öncesi ısınmış olması gibi anında farklı bir moda girmesi gerekiyor.
Çarpıntı hissedersin çünkü kalbin daha hızlı çalışıp kaslarına daha çok kan pompalamaya çalışır.
Böylece gerektiğinde daha hızlı koşabilir ve kaslarını daha yüksek performansla kullanabilirsin.
Hızlı ve kesik şekilde nefes alırsın çünkü daha çok oksijen alma ihtiyacı duyarsın.
Kanındaki oksijen miktarı arttıkça bedenindeki enerji miktarı da artar.
O anda nefes yetmiyor gibi gelse de aslında fazlasıyla oksijen yüklemesi yapıyorsun.
Buna bağlı olarak baş dönmesi ve sersemlik hissi yaşayabilirsin çünkü oksijen yüklemesi geçici olarak bu tür bir etkide bulunabilir.
Terleyebilirsin çünkü bedenin fazla uyarıldığı ve enerjiyi artırdığı için ısınmaya başlar.
Haliyle ısıyı dengelemek için terleme yoluyla bedenin kendini soğutmaya çalışır.
Yazın o yüzden daha çok terleriz.
Midende yanma olabilir, idrara çıkma ihtiyacı hissedebilirsin.
Buna bir nevi yan etki diyebiliriz.
Az önce güçlü ve enerjik olmak için bedeninin verdiği reaksiyonlardan bahsettim.
Bunlardan birisi de enerjiyi tasarruflu kullanmaktır.
Tehlikeyle başa çıkarken sindirim sistemi daha ikinci planda kalır. Aciliyeti yoktur.
O yüzden de orada gereksiz enerji harcamamak için bazı değişiklikler olur.
Asit miktarı artar. Bu da yanma hissi verir.
Ayrıca idrar torbası sürekli kasılı kalmaya enerji harcadığından dolayı o anda bir miktar gevşemeye başlar.
Diğer bir yan etki de titreme hissidir.
Tehlike anında yayı çekilmiş bir ok gibi bekleme halinde kalırsan kasların kasılması bir noktadan sonra rahatlama titreme olarak kendini gösterebiliyor.
Nedeni ilginç olan diğer bir değişim ise ellerde ve ayaklarda üşüme hissidir.
Tehlike karşısındaki reaksiyonlarda kan büyük kas gruplarına doğru çekildiğinden uç noktalarda üşüme hissi olur.
Bunun enteresan diğer bir işlevi de tehlike karşısında kaçarken ya da kendini korurken uç bölgelerden yaralandığında daha az kan kaybı olması içindir.
Köpek saldırısı örneğinin benim yaşadığım kaygı ataklarıyla ne ilgisi var? diye yakınabilirsin.
Köpek saldırısı tehlikesi yerine şunları koyabilirsin: Kalp krizi, beyin kanaması, felç geçirmek; aklını-kontrolünü yitirmek; ölmek; utanç verici duruma düşmek, rezil olmak…
Beynin bu tehlikeleri birbirinden ayırmaz.
Psikolojik tehditlere de fiziksel tehditler gibi aynı reaksiyonları verir.
O yüzden beyninin ilkel mekanizmalarının bir sonucu olarak bu hisleri yaşıyorsun.
Panik atak kısır döngüsüne dönüşen hisler gereksiz yere çalan hırsız alarmı sesi gibidir.
Uzm. Psk. Cem Gümüş