Obsesif kompulsif bozukluğun çözümlenmesi için gerekli 6 yol nedir?
Obsesif kompulsif bozukluk, biyolojik, psikolojik ve sosyal yönleri olan çok boyutlu bir sorundur.
Çoğu zaman da genetik etkenleri olan bir beyin hastalığı olarak görülüyor ve buna göre bir yol izleniyor.
Halbuki psikolojik ve sosyal yönleri de olan çok boyutlu bir sorun olduğu için sadece biyolojik yönden yaklaşınca birçok nokta gözden kaçıyor.
Böylece bu sorun bir türlü çözümlenemiyor ve kronik bir hale geliyor.
Bu yazıda obsesif kompulsif bozukluğun çözümlenmesi için gerekli olan adımlardan, dikkat edilmesi gereken noktalardan ve nasıl bir yol haritası çizmek gerektiği ile ilgili konulardan bahsettim.
Bunları da 6 tane yol üzerinden anlattım.
Önceki deneyimlerimden de hareket edecek olursam özellikle dirençli obsesif kompulsif bozukluklarda birazdan okuyacağın 6 çözüm yolundan mutlaka en az 1 tanesinin ihmal edildiğini neredeyse her zaman gördüm.
O yüzden bu tür bir sorun sende ya da bir yakınında varsa bu yazıdaki bilgilerin tamamını öğrenmeni tavsiye ederim.
Bunları öğrendiğinde kafandaki bazı şeyler daha netleşir, sağlıklı bir yol haritasını çizme ve bu yol haritasını sahiplenme konusunda daha bilinçli olabilirsin.
Obsesif kompulsif bozukluk çok boyutlu bir sorun, dolayısıyla da birçok farklı açıdan ele alınmazsa bir yerlerde bir şeyler gözden kaçıyor.
Bu yazıda paylaştığım 6 yolu uzmanla ya da kendi kendine çözüm ayrımı yapmadan anlattım çünkü genel olarak kafanda bir resim canlansın istedim.
6. yol hariç paylaştığım ilk 5 yolu kendi kendine de belli bir dereceye kadar uygulayabilirsin.
Ama tabii ki bu yazıda anlattığım yolların tamamını bir uzman eşliğinde hayata geçirebilirsin.
Bütünsel olarak çalışan bir uzmana gittiğinde ya da ekip halinde birbiriyle çalışan uzmanlardan destek aldığında zaten bu bahsettiğim 6 yolun tamamını göz önünde bulundurulur.
Diyelim ki bütünsel olarak çalışmayan bir uzmanla görüşmeye başladın.
Hangi noktalarda neler eksik kalabileceği konusunda belki bunları vurgulayabilir, ön plana getirebilirsin.
Bu yönde bir arayışa girebilirsin.
1. Takıntıların Üzerine Gitmek
Obsesif kompulsif bozukluğun çözümlenmesinde mutlaka atılması gereken adımlardan biri; kademeli olarak yüzleşme yöntemidir.
Eğer bunu yapmıyorsan bir yerde mutlaka tıkanacaksın.
Bunun da nedeni; takıntılar, obsesif düşüncelerle birlikte bir noktadan sonra alışkanlık haline geliyor.
O takıntıları tekrar tekrar yaptıkça pekiştireçler yoluyla beyin bunu öğreniyor, o anda takıntıların harekete geçtiği için yaptığında rahatlıyorsun ama bu aslında kısır döngüyü besleyerek daha sonra daha güçlü bir şekilde takıntıların devam etmesine neden oluyor.
Dolayısıyla da kolaydan zora doğru kademeli olarak sıralayıp bu takıntıların üzerine gitmek çok çok önemlidir.
Yüzleşme konusuyla alakalı kademeli yüzleşme de dahil olmak üzere özel bir yazı da hazırladım. Merak edersen Yüzleş Yöntemi adlı yazıyı okuyabilirsin.
2. Obsesif Düşünceleri Akışa Bırakmak
Obsesif kompulsif bozukluğun çözümlenmesinde mutlaka ihtiyaç duyulan yollardan diğeri de; obsesif düşünceleri akışa bırakabilme becerisini geliştirmektir.
Obsesif düşünceler aslında senin benliğine aykırı olan -bu bilinç dışınla doğrudan bağlantılı olmayan düşüncelere egodistonik düşünceler diyoruz- hastalanma takıntıları, dini takıntılar, şüpheye düşme takıntıları ya da şiddet içeren tarzdaki takıntılardır.
Bu düşünceler benliğine aykırı olduğu için bunları analiz edip mantık süzgecinden geçirmek pek bir işe yaramıyor.
Çünkü zaten belli bir mantığa dayanarak, bilinç dışınla doğrudan bağlantılı düşünceler olmadığı için içeriğini analiz etmenin bir anlamı yok.
Dolayısıyla da burada en önemli olan şey düşünceler geldiğinde bunu fark etmek ve akışa bırakmaktır. O düşüncenin içine dalmamaktır.
Bununla alakalı birçok yöntem var.
Özellikle Mindfulness denilen yaklaşım bilişsel davranışçı terapi de obsesif kompulsif bozukluk için oldukça etkilidir.
Mindfulness odaklı belli yöntemlerin temeli de meditasyon tarzı uygulamaya dayanıyor.
Oradan öğrendiğin birçok yöntemle birlikle düşüncelerini akışa bırakma becerilerini geliştirebilirsin.
Hatta dünyada şu anda da OKB yaklaşımında kullanılan en etkili yöntemlerden birisi de düşüncelerini akışa bırakma becerileridir.
3. Kontrolcü ve Mükemmeliyetçi Özellikleri Esnetmek
Obsesif kompulsif bozukluğun çözümlenmesinde gerekli olan diğer yol da; kontrolcülük ve mükemmeliyetçilik, belirsizliğe tolerans gösterememe gibi özelliklerde aslında kendini geliştirmen gerektiği gerçeğidir.
Normal şartlarda obsesif kompulsif bozukluğu olan ya da tam tanı almayacak düzeyde olsa bile buna yakın kişilik özellikleri olan bireylerde kontrolcülük ve mükemmeliyetçilik, belirsizliğe tolerans gösterememe gibi özelliklerin olduğunu görüyoruz.
Bunlar aslında bir taraftan belli açılardan güçlü özelliklerdir.
Olabilecek en iyisini yapmaya çalışırsın, detaylı bir şekilde düşünürsün, olabilecek senaryoları önceden belirlemeye çalışırsın böylece karşına çıktığında kontrol etme şansın olur.
Hatta bunlar bir yöneticide, bir liderde aranan özelliklerdir de.
Dolayısıyla kendi başlarına tamamen kötü özellikler değil.
Obsesif kompulsif bozukluğun olsa bile bu özellikleri tamamen ortadan kaldırman gerekmiyor.
Zaten böyle bir şey mümkün değil; mümkün olsa bile yapmamanı önerirdim.
Çünkü sahip olduğun bu özellikler senin güçlü özelliklerindir.
Eğer bu özellikler çok katıysa yani mükemmeliyetçiliğini, kontrolcülüğünü esnetmen gerektiğinde esnetemiyorsan o noktada belli problemler karşına çıkacaktır.
Zaten OKB’de bu özelliklerin katı bir şekilde harekete geçtiği ve esnetilemediği durum söz konusudur.
Bu konularda da yapılabilecek, üzerinde konuşulabilecek birçok şey var.
Blogumda da bununla ilgili yazıları paylaşıyorum. Başka kaynaklardan da araştırabilirsin.
4. Stresle Başa Çıkma Becerilerini Geliştirme
Obsesif kompulsif bozukluğun çözümlenmesindeki diğer ihtiyaç duyulan yol da; stresle başa çıkma becerilerinin gelişmesi gerekliliğidir.
Obsesif kompulsif bozuklukğun kendi doğası gereği kontrolcülük, mükemmeliyetçilik, belirsizliğe tolerans göstermeme beraberinde kronik stresi de getirebiliyor.
Tabii ki bunun yanında takıntılarla birlikte de hem kendi hayatını hem de çevrendekilerin hayatını kısıtlıyorsun.
Bu genel bir stres hali yaratır.
İlişkilere de yansır.
Dolayısıyla bu özelliklere sahip olduğun için bir taraftan stresle başa çıkma yöntemlerine kafa yormak lazım.
Sadece obsesyonlarının üzerinde kafa yorup gündelik hayattaki belli stres faktörlerine pek kafa yormuyorsan, belli kriz durumlarıyla karşılaştığında paralize oluyorsan ve yine “Bende obsesif kompulsif bozukluk var. Tükendim, bunaldım.” gibi düşünceler içindeysen o noktada yaşam kaliten giderek kısıtlanmaya başlar.
Dengeli bir şekilde yaşamamaya başlarsın ve hayat sadece takıntılardan ibaretmiş gibi gelir.
Halbuki bedensel olarak, ilişkisel olarak, performans alanı gibi hayatının birçok alanında daha aktif, daha üretken, daha verimli olman lazım.
Stresle başa çıkma yöntemlerini öğrenerek çözüm üretme, zaman yönetimi, problem çözme becerileri gibi öğrenilebilen belli becerileri geliştirirsen zaten OKB’nin getirdiği tükenmişlik hissini biraz daha rahatlatma şansın olabilir.
Bir şekilde mevcut kaynaklarınla temas kurup beslenmeye başladığında yüzleşmek, düşünceleri akışa bırakmak gibi yöntemleri ya da kendindeki belli noktaları geliştirme konusunda daha çok enerji de toplamış olursun, daha rahat ve hazır hissedebilirsin.
Dolayısıyla stresle başa çıkma ve kaliteli yaşam becerilerini geliştirmek de obsesif kompulsif bozuklukta çoğu zaman ihmal edilen ama çok çok önemli olan noktalardandır.
5. İşlenmemiş Travmaları Silmek
Obsesif kompulsif bozukluğun çözümlenmesinde özellikle dirençli ve kronik olanlarda üzerinde durulması gereken yollardan biri; travma perspektifiyle bakmaktır.
Eğer böyle bir sorun sende varsa belki odak noktasını biraz geçmiş yaşantılara kaydırıp içten içe bastırdığın, sindiremediğin, doğrudan bu takıntılarla bağlantılı olmasa bile bir şekilde kronik stres veren olayların olup olmadığını anlamak gerekiyor.
Bu da çok ihmal edilen diğer bir konu.
Özellikle obsesif kompulsif bozuklukta sıklıkla gördüğümüz bazı temalar var.
Mesela suçluluk hissi, utanç hissi, geçmişte yaşanan özgüveni kıran belli deneyimler, duygusal ya da cinsel istismara uğramak, gergin bir ailede yaşamak, kontrolcü ebeveynin olması, otoriteyle ilgili bastırılma gibi deneyimler kontrolcü ve mükemmeliyetçi kişilikle de paralel giden konular OKB’ye dönüşmesine neden olabiliyor.
Tabii ki travmalar tek başına bu soruna neden olur demiyorum.
Bitmemiş meseleler sorunu iyice katmerlendiren, büyüten, bazen de tetikleyen, sorunun devam etmesine neden olan önemli bir enerji kaynağıdır.
Travma terapisti olarak da bu konuyu özellikle vurguluyorum.
Birçok danışanımda da odak noktasını travma perspektifine döndürdüğümüzde takıntıların azalmaya başladığını görebiliyoruz.
Bu tür bitmemiş travmalar oldukça mevcut tablo giderek karmaşıklaşmaya başlayabiliyor.
Depresyon, kaygı sorunları da eşlik edebiliyor bir yandan.
Dolayısıyla eğer böyle bir enerji içindeysen, geçmişe dönüp baktığında bitmemiş, tamamlanmamış meseleler varsa ve alttan alta hayatına yansıyor gibi hissediyorsan veya bir şekilde içten içte farkında olup bastırdığın durumlar var ama ne olduğunu tam anlamlandıramadığın noktalar için EMDR gibi bir travma terapisinden de destek alman faydalı olacaktır.
6. İlaç Desteği
Son olarak gelelim ilaç konusuna…
Obsesif kompulsif bozuklukta ilaç desteğini listenin sonuna koydum çünkü muhtemelen en çok aşina olduğun destek yolu bu.
Obsesif kompulsif bozukluğun belli biyolojik yönlerinin olabileceğine yönelik çalışmalar da var. Şu an daha net olarak kesin bir yargı var diyemeyiz.
Ama ilaçlar özellikle dirençli takıntılarda gerçekten işi kolaylaştırabiliyor.
Hatta bazı durumlarda ilaç olmadan obsesif kompulsif bozuklukta yol katetmek güç olabiliyor.
Obsesyonlar eğer çok şiddetliyse, gündelik hayatı çok etkiliyorsa, bilgi işleme sistemine önemli ölçüde etki ediyorsa özellikle antidepresan tarzındaki bazı ilaçlar zihni daha esneterek, daha rahat ve daha sakin ruh haliyle bakabilmeyi sağlıyor.
Bunun dışında yüzleşme aşamasında takıntıların üzerine giderken ortaya çıkan kaygı ve bedensel rahatsızlık halini biraz daha sakinleştirebildiği için yüzleşme çalışmaları biraz daha kolay yapılabiliyor.
Bu noktada zaten bir psikiyatriste başvurduğunda ilaç kullanımının gerekliliğini değerlendirecektir.
Faydalı olabileceğini düşünüyorsa zaten buna yönelik bir planlama yapacaktır.
Bunun sorumluluğu tamamen psikiyatriste aittir.
Önceki 5 maddeyi belki belli ölçülerde kendi kendine yapabilirsin ama bu 6. maddeyi kesinlikle bir psikiyatristle yapabilirsin.
Başka branşlardaki doktorlar da bazen bu konulara girip ilaç yazabiliyorlar o nedenle eğer ki OKB’ye yönelik belli noktalar varsa mutlaka psikiyatriste gitmen ve onun gözetiminde hareket etmen lazım.
OKB’de bir uzman desteği alacaksan nasıl bir yol izlemek gerekir?
En ideal yolu psikoterapi ve ilaç desteğini bir arada götürmektir.
Bunu zaten bir arada yaptığında bu yazıda paylaştığım 6 yolun tamamı da bütünsel olarak kullanılmış olacak.
OKB’de terapi desteğinde en sık kullanılan ve bilimsel olarak da etkinliği kanıtlanmış terapi yöntemlerinin başında bilişsel davranışçı terapi geliyor.
Bu yöntem OKB’nin kendi içindeki düşünce yapısına uygun olarak belli araçlar verebiliyor.
Bunun dışında eğer travma alt yapısı varsa EMDR gibi bir travma terapisi de faydalı olabilir.
Ek olarak daha sonraki aşamalarda pozitif psikoterapi, çözüm odaklı terapi gibi belirli pozitif odaklı yaklaşımlarla beraber özellikle yaşam kalitesini artırmaya yönelik belirli yöntemler faydalı olabilir.
Buraya kadar anlattığım 6 yolun her biriyle ilgili bununla bağlantılı olabilecek birçok yazıyı blogumda paylaştım.
Eğer bununla ilgili daha çok bilgi almak istersen yazıları okuyabilirsin.
Bunun dışında OKB ile ilgili bu paylaştığım bilgilerde özellikle daha da derinleştirmeme ihtiyaç duyduğun noktalar varsa soru ve düşünceleri yorumlar kısmında paylaşabilirsin.
Tekrar görüşmek üzere
Uzm. Psk. Cem Gümüş