O narsist mi değil mi?
Bunu çok merak ettiğini biliyorum, bazı fikirler de vereceğim ama bu sorunun kendisi biraz yanlış hatta tehlikeli.
Popüler içerik üreticilerin birçoğu bu konuda çok rahat konuşuyorlar ama ben senin ve yakınlarının zarar görmemesi için temkinli şekilde konuyu ele alacağım.
O yüzden anlattıklarım aklına yatmayıp, canını sıkar ve kafanı karıştırırsa bu iyi bir şey olabilir.
Kutuplaşan bir dünya var.
İyi-kötü, muhafazakar-muhalif, narsist ve mağdur gibi.
Siyah-beyaz şeklinde bakmak çok acı ve sosyal medyadaki uzmanların da bu akıma kapılması çok üzücü.
Önyargıya götüren etiket koyma çabası, insanın biricikliğini gözden kaçırmaya neden oluyor.
Biz terapide etiketle çalışmayız.
İşini iyi yapan terapistlerden bahsediyorum tabii ki.
“Bu kişi narsist, o zaman şöyle bir yol izleyelim.” demeyiz.
Kendi duygu ve düşünce dünyasını takip edip onun biricikliğini anlamaya çalışırız.
Eğer öyle çalışsaydık herkese özel farklı bir etiket bulmaya çalışmak gerekirdi.
Öncelikle sapla samanı birbirinden ayıralım.
Kurunun yanında yaş yanmamalı.
Buradaki sap, narsist kişilik bozukluğu; saman, narsist özellik olduğunu çağrıştıran davranışlardır.
Eleştirel, yargılayıcı, empati kurmadığı görülen, benmerkezci davranışlar narsistlikle ilişkilendirilebiliyor.
Günümüzdeki bir moda gibi.
Hatırlarsan eskiden dönem dönem kötü çocuk olmak, ıssız adam olmak, egoist olmak gibi farklı sınıflandırmalar yapılırdı.
“O bir narsist” demek aslında “Narsistik kişilik bozukluğu var.” ile eşdeğer oluyor. Bu çok yanlış.
Bir insanı bir eğilimle tek bir etikete sığdırmaya çalışmak aşırı yüzeysel ve kaba bir şey.
Et yemeyi seven birisine seri katil demek doğru mudur?
Vejetaryenler ve veganlar burada itiraz edebilir tabii, bu ayrı bir konu 🙂
Ama ne demek istediğimi anladın sanırım.
Gelelim narsistik kişilik bozukluğu tanısına…
Narsistik kişilik bozukluğu yaygın bir sorun değildir.
Net tanı alacak kişilerin toplumdaki ortalamasının yüzde 5 olduğu tahmin ediliyor.
Burada ciddi bir sorundan bahsediyoruz.
Bunlardan en az 5tanesi net ve belirgin şekilde olmalı. Birlikte bakalım:
1. Büyüklenir (örn. başarıları ve yeteneklerini abartır; gösterdiği başarılarla oransız bir biçimde, üstün biri olarak görülme beklentisi içindedir.).
2. Sınırsız başarı, güç, zekâ, güzellik ya da yüce bir sevgi düşlemleriyle uğraşır durur.
3. “Özel ve eşi, benzeri bulunmaz” biri olduğuna ve ancak özel ya da üstün diğer kişilerce (ya da kurumlarca) anlaşılabileceğine ve ancak onlarla ilişki kurması gerektiğine inanır.
4. Çok beğenilmek ister.
5. Hak ettiği duygusu içindedir (özellikle kayırılacak bir tedavi göreceğine ya da her ne istiyorsa yapılacağına ilişkin anlamsız beklentiler içinde olma).
6. Kendi çıkarları için başkalarını kullanır (kendi amaçlarına ulaşmak için başkalarından yararlanır).
7. Eş duyum yapamaz: Başkalarının duygularını ve gereksinimlerini anlamak istemez.
8. Sıklıkla başkalarını kıskanır ya da başkalarının kendisini kıskandığına inanır.
9. Başkalarına saygısız davranır, kendini beğenmiş davranışlar ya da tutumlar sergiler.
İşte bunların birçoğu var, diye hemen düşünme.
Bariz ne net bir şekilde, bağlamdan bağımsız olarak görülmesi gerekiyor.
Tanı koymak uzmanlık gerektirir hatta psikiyatristler, biz psikologların bile bu uzmanlıkta olmadığımızı düşünüyor.
Bu bizim alanımızda bir tartışma konusudur.
Bu kişi narsist dediğinde aslında bir tanı koymuş oluyorsun.
Tamam kişilik bozukluğu yok belki ama narsist dediğinde bu daha masum bir bakış açısı olmuyor.
Aslında algı düzeyinde pek bir şey değişmiyor.
İşte bu ayrımı birçok popüler içerik üreticisi uzman meslektaşlarımın da yeterince net şekilde ayrıştırmayıp insanların kafasını karıştırdığını görüyorum.
Biraz narsist olmak lazım.
Mesela ben kendime saygı duyarım, kendimi severim.
Onaylanmak isterim.
Videolarım yüksek beğeni alınca, takipçi sayım artıp pozitif yorumlar geldikçe sevinirim.
Kendi isteklerimin arkasında durunca bazen bencil olarak algılanabilirim.
Bazen ilişkilerimde çeşitli nedenlerden dolayı yeterince özenli olmayıp empati düzeyimi yüksek tutamayabilirim.
Benden daha önde olan kişileri görünce içim cız edebilir.
Onlardan daha iyi yönlerim olmasına rağmen böyle olduğunu görünce “Ama bu haksızlık” diyen bir iç ses duyabiliyorum.
Böyle bakınca bana narsist demek benim kişiliğimi bir kelimeyle özetleyebiliyor mu?
Duruma, kişiye göre bu özellikleri nasıl yaşadığım değişiyor.
Belki de narsistimdir, narsistik kişilik bozukluğu olanların iç görüsü düşüktür.
Ne dersin, biraz iç görüye ihtiyacım varsa yorumlarda düşüncelerini yazabilirsin 🙂
Gördüğün gibi bu özellikler az çok farklı oranlarda olabiliyor.
Bu yüzden de narsist kişilerin özellikleri şunlardır aman dikkat tarzı videoları izlediğinde tabii ki partnerinde yakınında bunlardan izler bulabilirsin.
Tıp öğrencisi hastalığı gibi.
Tıp öğrencileri türlü türlü hastalık tanılarını öğrendikçe semptomların birçoğunun kendilerinde de olduğunu fark ettikleri kaygılı bir dönem yaşayabiliyorlar.
Buradan önemli bir noktaya bağlayayım.
İlişkide sorunlar olduğunda narsistliği çağrıştıran bu özellikler daha da keskinleşir.
Normalde fena olmayan bir dinleyici kötü bir dinleyiciye dönüşebilir mesela.
Kişiler birbirine keskinleşmeye başladıkça bu beraberinde yanlış algılara götürebiliyor.
Narsist dediğin kişinin açısından bakalım.
Ortada bariz hatalar kusurlar olduğunda, konuşulmasına rağmen anlaşılmıyorsa ve çaresiz hissediliyorsa bir noktadan sonra azalan saygıyla birlikte iğneleyici, küçümseyici ifadeler çıkabiliyor.
Akıl verip mantıklı yola çekmeye çalışabiliyor.
Bunun arkasında çaresizlik ve bastırılmış öfke olabiliyor.
Tabii ki böyle olmaması gerek ama bu tür bir durum yaşayan kişiye narsist demek hiçbir şeyi değiştirmeyip meseleyi daha da karmaşıklaştırıyor.
Karşılıklı saygının iyice azaldığı bir kısır döngü içinde çaresizce ayakta kalma çabası içinde buluyorsun kendini ve ilişki duygusal olarak kopma noktasına geliyor.
Eğer karşında her durumda istisnasız şekilde net bir biçimde narsistik kişilik bozukluğu tanısına uygun davranan birisi varsa bu durumda senin yerinde kim olsa zorlanır.
Bu tür bariz bir tanı varsa yürümeyecek bir ilişki içinde olduğunu anlamak aslında zor değildir.
Yapılacak şey kendine saygı duymak, sınır koymak, beklentiyi düşürmek, mümkünse hayatından çıkarmaktır.
Tanı alacak boyutta bir durum varsa ciddi bir sorun var demektir ve yapılacak şeyler de ciddi adımlar gerektirir.
Bu kişilerle yakın ilişki beklentilerinde olmak hayal kırıklığı yaratır.
Peki gizli narsist olamaz mı? diyebilirsin.
Gizli narsist demek, gizli narsistik kişilik bozukluğu var gibi bir yere çıkıyor ki bu da yanlış.
NKB tanısı açık şekilde görülecek kadar nettir.
Narsist özellik dediğim gibi herkeste az çok olmalı zaten.
Bazı kişilerde onaylanma ihtiyacının belirginliği bu eğilimleri örtmelerine neden olabiliyor.
O zaman başlangıçta görünür olmayabilir. Bu ayrı bir mesele.
Daha öncede söylediğim gibi etikete indirmeye başladığın anda kişilik bozukluğu tanısına nasıl yaklaşman gerekiyorsa davranış eğiliminde olan kişiye de aynı şekilde yaklaşman gerektiğini düşünüyorsun.
Bu çok tehlikeli ve üzücü.
Tanı etiketiyle uğraşmak iki tarafa da zarar veriyor.
Bu zararları fark etmek kendine saygını korumak için çok önemli.
Sonraki yazıda narsist etiketi tuzağına düşmüş Aslı ve Özcan açısından madalyonun her iki yüzüne birlikte bakacağız.
Uzm. Psk. Cem Gümüş