Kaygı sorunun varsa dört tane psikolojik tehditin etkisi altındasın:
Yalnız kalmak, güçsüz olmak, zarar görmek ve mutsuz olmak.
Eğer bu psikolojik tehditleri doğru şekilde analiz edip gerekenleri yapmazsan kaygı bozukluğu olarak adlandırılan durumları yaşama riskin vardır.
Bu yazımda kronik kaygı sorunlarının temelindeki bu dört psikolojik tehdit karşısında yapman gereken önemli bir analizden bahsettim.
Kaygı sorunları bir türlü peşini bırakmıyor ve çaresiz gibi hissediyorsan bu yazıyı sonuna kadar okumanı öneririm.
Doğal kaygı duygusunun kronik bir kaygı sorununa dönüşmesinin en önemli nedeni, işlenmemiş psikolojik tehditlerdir.
İnsanın temel ihtiyaçlarını düşün; hayatta kalmak, bağ kurmak, güçlü hissetmek, keyif almak gibi.
Bu ihtiyaçların karşılanması ile ilgili en ufak bir sorun kaygı gibi duygulara neden olacaktır.
Türü ne olursa olsun kaygılandığın durumları düşündüğünde bu 4ihtiyaçla bağlantılı olduğunu göreceksin.
1. Psikolojik Tehdit Türünü Anla:
Dolayısıyla kronik kaygı sorunlarını çözmek istiyorsan öncelikle hangi psikolojik tehditlerin ön plana geldiğini analiz etmeni öneriyorum.
Kaygı sorunları doğrudan belirsizliği tolere edememeyle çok ilişkilidir.
Kendi kontrol alanındaki belirsizliği bir nebze de olsun netleştirmeye başlarsan kaygı duygusuyla ilişkin daha iyi bir hale gelecektir.
İlk aşamada yaşadığın kaygının temelindeki psikolojik tehditin ya da tehditlerin neler olduğunu anladığını varsayalım.
Dört psikolojik tehdit ile ilgili daha çok bilgi almak istersen bu konuyla ilgili daha önce hazırladığım yazıları okuyabilirsin.
2.3 senaryo analizi yap
İkinci aşamada yapman gereken şey, karşı karşıya kaldığın psikolojik tehdidin hangi senaryoya girdiğini anlamaktır.
Hangi tür durumla karşılaşırsan karşılaş karşında üç tane senaryo vardır.
Bu üç senaryoyu Kendinin Terapisti Ol kitabında da paylaşmıştım.
Karşılaştığın durumda ya bakış açında sıkıntı vardır, ya dış nedenlere bağlı somut bir sorun vardır, ya da her ikisi de vardır.
Yani hem bakış açını değiştirmeli hem de bu somut sorun konusunda bir şeyler yapmalısın.
a. Bakış Açısı Sorunu:
Konu ne olursa olsun öncelikle karşılaştığın durumun bir bakış açısı sorunu olup olmadığını analiz etmelisin.
Seni korkutan kaygılandıran durumla ilgili düşüncelerinin ne kadar doğru ne kadar yanlış olduğunu analiz ettiğin adil bir mahkeme kurmalısın.
Kafandaki düşünceler bir savcı olarak kendini, başkalarını ya da içinde olduğun durumu suçluyorsa bir avukatın da devreye girip bunun karşısındaki delilleri sana göstermelidir.
Diyelim ki kendini eleştirdiğin bir durum içindesin.
Annen-baban ya da hayatındaki kişi sana karşı eleştirel bir şekilde yaklaşıyor, sahip olduğun bazı özellikleri acımasızca eleştiriyor.
Onların eleştirdiği konularda sadece savcının konuşmasına izin vermek adil bir yargılama olmayacaktır.
Hâkimin adil bir karar verebilmesi için avukatın da konuşması gerekiyor.
Dolayısıyla eleştirildiğin konularda kendi içindeki avukatın seni sahiplenebilmeli, koruyabilmelidir.
Böyle baktığında kendine duyduğun saygı, dışardan gelen yargılamalarla hemen sarsılmayacaktır.
b. Somut Sorun:
İçinde olduğun durum belki de senin bakış açından ziyade somut bir sorunla ilgilidir.
Yani neresinden bakarsan bak, senin yerinde kim olsa sıkıntı yaşayacağı durumlar olduğunu düşünelim.
Bu durumda yapman gereken şey, ortadaki somut sorunu çözmek için beyin fırtınası yapmaktır.
Çözüm odaklı düşünerek “Benim bu konuda yapabileceğim şeyler neler seçeneklerim neler, bu seçeneklerden hangileri daha makul, bu seçeneklerden hangisini bir an önce yapmaya başlayabilirim ve bu benim sorunu çözmem de bana önemli bir avantaj sağlayabilir mi?” gibi soruları cevaplandırarak ortadaki somut soruna karşı bazı aksiyon planları hazırlaman gerekiyor.
Diyelim ki çevrendeki kişilerin sende eleştirdiği konu senin organize olma becerilerin.
Bir yere yetişme konusunda zorlanıyorsun, dakiklik sorunların var, iş hayatında zamanını iyi bir şekilde planlayamıyorsun ve bu bazı dezavantajlar yaratıyor.
Bu gibi durumlarda organize olma becerisini geliştirmeye yönelik belli alışkanlıkları belirleyip bunları yavaş yavaş uygulaman gerekir.
Böylece kronik bir şekilde hissettiğin gerginlik, yetersizlik hisleri ve bununla bağlantılı kaygı sorunları da çözülmeye başlayacaktır.
c. Bakış Açısı ve Somut Sorun:
Üçüncü senaryoda da her iki durum geçerlidir.
Yani hem bakış açında düzeltmen gereken hem de karşı karşıya kaldığın somut sorunla ilgili yapman gereken şeyler vardır.
Birçok durumun da üçüncü senaryoya girdiğini söyleyebilirim.
Tabii ki bu gibi durumlar biraz daha karmaşık ve çok boyutlu problemlerdir.
Çocuk sahibi olmakla ilgili korkuları olan birini düşünelim.
Bu anne adayının kendi annesiyle yaşadığı sıkıntılar yüzünden ileride kendisi anne olduğunda “Ya annem gibi olursam, ya çocuğuma iyi bakamazsam, onun psikolojik ihtiyaçlarını yeterince iyi karşılayamazsam, ya farkında olmadan onun psikolojisini bozacak şeyler yaparsam, ya çocuk doğduktan sonra karşılaşacağımız zorluklar nedeniyle eşimle aramda belli problemler olursa…”gibi düşüncelerin geldiğini varsayalım.
Bu örneğimizde tahmin edeceğin gibi hem kendine güven konusunda düzeltilmesi gereken belli bakış açısı sorunları var hem de dış koşullarla alakalı sınır koymak ya da gerektiğinde destek almakla ilgili olası somut sorunlar var.
Üçüncü senaryonun olduğu durumlarda bu analizleri doğru bir şekilde yapıp ayrıştırmak olası travma tetiklenmelerini, bilinç dışı süreçlerdeki bulaşmaları da işleme ve ayrıştırma şansı verebilir.
Özetle, kaygı sorunlarına neden olan psikolojik tehditleri tespit ettikten sonra 3 senaryodan hangisine girdiğini anlamalı ve buna göre bir şeyler yapmalısın.
Bunlara kafa yormak bile sana zor gelip üzerinde düşünmüyorsan işte o zaman kaygı sorunları kronikleşmeye başlıyor.
Bunları kendi kendine yapmak kolay değil tabii ki.
Kolaylaştırmak için benim önerdiğim 4 basamaklı Uyan Yöntemini öğrenip uygulayabilirsin.
Tüm bu bilgiler sana fazla geliyorsa ve verimli şekilde tek başına düşünemediğini görüyorsan bir terapiste başvurup birkaç seans destek alman faydalı olabilir.
Kendine iyi bak. Zihnini netleştirip kronik sorunların konusunda daha aktif adım atmaya karar verdiğinde iyi ki de bunu yapmışım diyeceksin.
Uzm. Psk. Cem Gümüş