Eleştiriye Karşı Tahammülü Arttıran 5 Savunma Yöntemi Nedir?

Eleştiriye karşı 5 savunma tekniği nedir?

Eleştirilme özellikle yakın ilişkilerde sık bir şekilde olabiliyor ve iyi niyetli ya da değil eleştirilmek kimsenin hoşuna gitmez.

Annenle, babanla, eşinle, çocuklarınla belki bu durumu yaşıyorsun.

Bunu yaşadığında da belki onlara tepki gösteriyorsun ya da belki içine atıyorsun.

Her ne yaparsan yap bir şekilde kendini alttan alta kırılgan ve sıkışmış hissediyorsun.

Tüm bunlar karşısında sıkışmışlık hissi içinden çıkabilmek, kendini daha iyi bir şekilde ortaya koyabilmek ve içsel olarak daha güçlü olmayı isteyebilirsin.

Bu gayet doğal ve makul bir istek.

İşte bu yazıda eleştiriler karşısında içsel olarak nasıl daha güçlü olabileceğinle alakalı olan 5 yöntemi anlattım.

Yöntemlerin her biri birbiriyle bağlantılı, sadece birini yapmak yeterli olmayacak o yüzden sonuna kadar okumanı öneririm.

1.Olumsuz duygularını fark etme:

Eleştiriye karşı içsel olarak güçlü kalmak ve kendini savunmanın -tepkisel anlamda değil- en önemli yöntemlerinden bir tanesi kendinde uyanan duyguları fark etmen.

Eleştirildiğinde önce kendi içine dön.

Belki ön planda olan o kızgınlık duygunun dışında başka duygular var mı?

Üzüntü, kaygı, suçluluk, utanç gibi başka duygular var mı? bunlara dikkatini ver.

Seni eleştiren kişinin söylediği sözler hassas noktalarına mı dokunuyor? bunu fark et.

Biri seni eleştirdiğinde o yaşadığın duygular, hisler çok yüksek dereceye çıkıyorsa, deliye döndüğünü hissediyorsan muhtemelen karşındaki kişi senin yaralarına tuz basıyordur.

Dolayısıyla buradaki sorun yaraya tuz basılması değil; sorun yaranın kendisi.

Yaran olduğu için bu kadar fazla yükseliyorsun, bu kadar fazla tepki gösteresin geliyor.

Dolayısıyla da kendi içindeki hassas noktalarını fark etmen çok çok önemli çünkü bunları fark ettiğinde o anda kendine:

“Şu anda hassas noktalarım tetikleniyor. Aslında karşımdaki kişinin söyledikleri de benim ona yüklediğim anlam. Asıl rahatsız olduğum şey belki de bastırdığım noktalara beni ittiriyor olması.” diyebilirsin.

Bunu kendi içinde düşündüğünde o zaman araya biraz daha mesafe koyma şansın oluyor.

Aynı zamanda eleştirilme durumu bastırdığın, belki görmezden geldiğin belli hassas noktaların varsa bu konuları ayrı bir şekilde düşünüp  kendi içinde sindirmen gerektiğini de fark ettiren bir işaret olabilir.

Eğer kendini kusurlu, kurban, yetersiz, başarısız, hiçbir işe yaramayan, beceriksiz biri gibi düşünüyorsan en küçük eleştiride bile karşındaki kişi bu noktalara temas ediyor gibi olursa ya da karşındaki kişinin öyle bir niyeti yok ama sen bu konulara çekiyorsan o zaman zaten hassas noktalarına dokunacaktır.

Dolayısıyla böyle bir durum varsa önce derin bir nefes al, kendini sakinleştir.

Karşı tarafın isteyerek ya da istemeyerek hassas noktalara girdiğini kendine telkin et.

Derin bir nefes alıp içsel olarak araya bir mesafe koy.

Böylece belki de fazla tepki vermeni engelleme şansın olabilir.

2.Alıcı şekilde dinlemek:

Eleştirilerle başa çıkmada önemli olan 2. basamak da karşı tarafı dinleyip anlamaya çalışmaktır.

Hiç kimse %100 haksız değil.

Karşındaki kişi eğer bir eleştiride bulunuyorsa bu eleştirinin içinde belli haklılık payı olabilir.

Dolayısıyla bu haklılık payını görüp oradaki doğru bilgiyi almaya çalışman -bunun için de karşı tarafı daha iyi bir şekilde dinlemen gerekiyor- ve söylediklerinin arkasında aslında nelerin olduğunu, nelere dokunduğunu fark etmeye çalışman önemli.

Doğru bilgi, veri girişi olursa o zaman tüm bunları bir araya getirip daha iyi bir sonuca varabilirsin.

Karşındaki kişi eğer senin işine yarayabilecek belli eleştirilerde bulunuyorsa o zaman karşı tarafı da daha olumlu bir şekilde görebilmeye başlarsın.

Sonuçta karşı taraf senin için bir iyilik yapmış olacak.

Tüm bu aşamaya gelebilmek için önce 1. basamakta araya mesafe koyman ve kişiselleştirmemen gerekiyor; daha sonraki aşamada da kanalları açıp daha doğru bir şekilde değerlendirmen lazım.

3.Yetkinlik filtresi koymak:

Eleştirilerle başa çıkmada 3. yöntem karşı tarafı dinliyorken araya bir filtre koymandır.

Bu filtreyi birçok farklı amaçta kullanabilirsin.

Burada özellikle benim bahsettiğim nokta yetkinlik filtresi koymak.

Karşındaki kişi seni eleştiriyorsa o eleştirdiği konuyla alakalı kendisinin ne kadar yetkin olduğunu düşün.

Sana söylediği, eleştirdiği noktaları kendisi kendi hayatında uyguluyor mu, deneyimlemiş mi, o aşamalardan geçmiş mi?

Senden beklediklerinin nasıl bir şey olduğunu, neler gerektirdiğinin farkında mı?

Eğer değilse o zaman araya biraz daha mesafe koyabilirsin ve kendine üzerine o kadar da almayabilirsin.

Diyelim ki, girişimcilik tarafını ortaya koymak istiyorsun, ticarete atıldın ve bir iş kurdun.

Annen, baban seni bu konuda eleştiriyor.

“Memuriyet daha güzeldir, maaşlı bir işte çalış, daha güvende olursun. Yanlış yapıyorsun, risk alıyorsun. Böyle olmaz.” tarzında kaygılarıyla geliyorlarsa -tabiki risk almamaya dikkat etmen önemli- bu noktada annen ve baban bu tür bir deneyime sahip değilse sana bu konuda yöneltecekleri eleştirileri filtreden geçirmen özellikle önemli olur.

Çünkü bilmedikleri konulardan bahsediyor olacaklardır.

Bilmedikleri konularda da kaygı düzeylerinin yüksek olması gayet doğal çünkü belirsiz olan durumlar insanda daha çok kaygıya neden olur.

Anne, baban da eğer bu konuda belli deneyimlere sahip değillerse o noktada o kaygılı halleriyle sana yaklaşacaklardır.

Bu noktada aklına şöyle bir şey gelebilir;

“Kendi deneyimleri yok ama başkasının deneyimlerini görüp eleştiride bulunamazlar mı?”

Tabiki, başkalarının deneyimleri de bir deneyimdir ama başkalarının deneyimlerini aktarırken orada hep eksik bilgiler olur.

Çünkü sana aktırdğı o deneyimler seninkiyle tam olarak aynı olmayabilir; bunu o kişinin kendisi bilebilir.

O deneyimlerden geçen kişi sana eleştiride bulunursa “Ben bunları bunları yaptım, senin geçtiğin yollardan geçtim. Buralarda böyle hareket edince şöyle oluyor. Bak sen de böyle hareket ediyorsun. Sende kendimi görüyorum. Bunları yaptığında böyle olma olasılığı yüksek.” diyorsa o zaman o aradaki filtre daha geçirgen bir şekilde bu bilgileri alıp bünyesine katması gerekiyor.

Dolayısıyla araya filtre koyarak o geçirgenliği sağlamak önemli.

Filtre konusunda özellikle yeni çocuk sahibi olmuş ebeveynlere öneririm. 

Kendi anne-babalarından gelen belli noktalarda da buna dikkat etsinler çünkü oradaki yetkinlikler de birbirine karışabiliyor.

Şu anki modern anne-babalık arasında belli farklılıklar olabilir.

Dolayısıyla özellikle kendi ailenle olan ilişkilerde de filtre koymaya önem vermeni tavsiye ederim.

Böylece bilinçdışındaki geçmişte belli karşılanmamış ihtiyaçlar, bilinçdışı dinamiklerle bağlantılı konular tetiklenmeyecek ve karşılıklı olarak bir güç savaşına dönmeyecektir.

4.Sınır koymak:

Eleştirilerle başa çıkmada 4. yöntem, eğer karşı tarafı dinleyemiyorsan araya bir sınır çizmektir.

Filtrenin dışında, kısa süreli olarak araya bir mesafe koymandan bahsediyorum.

Eğer karşı taraf sana söylediği sözlerde daha yargılayıcı bir tona giriyorsa ve daha sert bir tonla seninle konuşmaya başladıysa bu noktada konuşmaya devam etmenin bir anlamı olmayabilir.

Çünkü her iki taraf da yıpranmaya başlamıştır, negatif bir kısır döngüye girmişsinizdir.

Dolayısıyla böyle bir durum varsa o noktada:

“Bu bana iyi gelmiyor. Şu an her ikimiz de kızgınız, şekilde konuşmayalım. Dediklerin önemli olabilir, kendine göre kendi düşüncelerini paylaşıyorsun ama şu anda bu şekilde konuşmak istemiyorum.” deyip araya bir sınır koyabilirsin.

Empatik bir şekilde yaklaşabilirsin; bu konu yere, duruma göre değişir.

Nispeten yumuşak ama kararlı ve net bir duruş sergileyerek araya bir sınır koyman gerekebilir.

Karşı taraf sana iğneleri batırıyorken o an orada kalıp nasıl onu dinleyebilirsin ki?

Karşı tarafı dinlerken ona tahammül etmeyi sağlayacak bir tonda konuşmasını talep etmen gerekiyor.

Bunu birbirinize öğretmeniz gerekiyor.

5.Kişisel algılamamak:

Eleştiriler karşısında içsel olarak güçlü kalmanı sağlayacak 5. yöntem de sana gelen eleştirileri kişisel olarak algılamaman.

Çoğu zaman karşındaki kişiyi eleştirirken kendindeki belli noktaları karşı tarafta gördüğün için bunu yapıyorsundur.

Karşındaki kişi seni eleştiriyorsa muhtemelen kendinde çok hoşuna gitmeyen, belki de yüzleşmediği, bastırdığı noktaları sende gördüğü içindir.

Özellikle eğer karşı taraftaki kişi çok hararetli bir şekilde seni eleştiriyorsa, baya sivriliyor ve buna çokça enerji harcıyorsa o zaman bunu kişisel olarak algılamaman gerekebilir.

Orada ekstra uyanık olmak gerekiyor.

Diyelim ki, karşındaki kişi senin baya yetersiz, başarısız olduğuna yönelik yargılayıcı bir üslupla yaklaşıyorsa muhtemelen kendi hayatında da başarılı ve yeterli olmakla alakalı sindiremediği noktalar olabilir.

Sende bu noktaları gördüğü için ekstra rahatsız oluyordur çünkü bir nevi sen onun acılarını ona hatırlatıyorsun.

Dolayısıyla da karşı taraf yansıtma savunma mekanizması dediğimiz tarzda savunma mekanizmalarıyla gelebilir o zaman da bu eleştirileri kişisel algılamamayı seçmen önemli.

Burada 2. basamaktaki yöntemi hatırlatmak istiyorum; eğer karşı taraf doğru noktalara temas ederse “Ben kişisel olarak algılamayacağım.” deyip araya duvar örme.

Araya koyduğun filtreye yansıtma savunma mekanizması gerçeğini ekleyerek hemen üzerine almaman da lazım.

Karşı taraf kendi sorunlarından hareketle sana bazı duyguları yükleyebilir.

Eğer bunun farkında olmayıp bir şekilde karşı tarafa kendini ispatlamaya çalışırsan, üste çıkmaya çalışırsan, son sözü ben söyleyeceğim oyununa kapılırsan karşı taraf da daha da üste çıkmaya çalışacak.

Çünkü zaten karşı taraf içten içe kendini yetersiz hissettiği için daha da tetikleniyor olacak, bu noktada sen ona daha çok malzeme veriyor olacaksın.

Dolayısıyla bu durumun kokusunu alıyor gibi olduğunda o zaman içsel olarak biraz daha araya mesafe koyarak kişisel algılamamayı seçmen gerekiyor.

Belki konuyu değiştirebilirsin ya da dediğim gibi sınır çizebilirsin.

Seninle bu yazıda paylaştığım 5 yöntemden cebine koydukların, işine yarayacak olanlar neler? 

Bunları aşağıdaki yorumlarda paylaşırsan sevinirim.

Hatta bunları uygulayıp deneyimlerini de yazarsan sevinirim. 

Uzm. Psk Cem Gümüş

Kaliteli Yaşam Danışmanlığı ve Travma Terapisi/EMDR özel çalışma alanlarımdır.

Psikolojik güçlükler ve kişisel gelişime yönelik birçok içerik (kitap ve online eğitimler vb.) paylaşıyorum.

İçeriklere ulaşmaya başlamak için buraya tıklayabilirsiniz.

Kendinin Terapisti Ol Kitabı

psikolog kitapları öneri kendinin terapisti ol

Daha Kaliteli Bir Yaşam İçin
4 Basamaklı Uyan Yöntemini
Nasıl Kullanabileceğinizi Öğrenin

Bir Yanıt

  1. Bu asagıdaki kısımda ben kisisel algilamayacagim yorumu karsi tarafa mi kendimize mi?

    (Burada 2. basamaktaki yöntemi hatırlatmak istiyorum; eğer karşı taraf doğru noktalara temas ederse “Ben kişisel olarak algılamayacağım.” deyip araya duvar örme.)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir