Deprem Sonrası Stres Bozukluğu ve Çözümü

Travma sonrası stres bozukluğu nedir? Nasıl çözümlenir?

Deprem gibi doğal afetler, kazalar, belli kayıplar içeren durumlar, zarar görülen olaylar önemli travmalardır ve yaşamı büyük ölçüde etkiler.

Bu olayları doğrudan yaşamak da gerekmiyor.

Bu olaylara tanık olmak da aynı şekilde kişiyi travmatize edebiliyor.

Mesela deprem bölgesindeki enkazlarda çalışan gönüllü kişiler, belli kazalara tanık olan kişiler de o olayı yaşamış gibi travmalardan etkilenebiliyor.

Normal şartlarda, bu gibi travmalardan sonra duygusal olarak toparlanma birkaç hafta içinde sağlanabiliyor.

Daha sonrasında kişi bu gibi olaylardan sonra ne hissedilmesi gerekiyorsa onu hissediyor, ama bazı kişilerin oradaki duyguları sanki buzdolabının dondurucusuna konulmuş gibi, aradan ne kadar zaman geçerse geçsin, aynı olay zamanındaki gibi hissettirmeye devam edebiliyor.

İşte bu özel duruma travma sonrası stres bozukluğu diyoruz.

Eğer bir aydan daha uzun süredir böyle bir durum varsa bu konuya daha farklı yaklaşmak lazım.

İşte bu yazıda kendinde ya da yakınlarında travma sonrası stres bozukluğunun olup olmadığını ve nasıl anlayacağınla ve ne gibi adımlar atacağınla ilgili soru işaretlerini cevaplayacağım.

Travma sonrası stres bozukluğunun işaretleri neler?

Öncelikle bu işaretler için ilk kriterimiz, travma sonrasındaki işaretlerin bir aydan uzun süredir devam ediyor olması.

1. Olayı Yeniden Yaşantılama

İşaretlerden ilki, olayı yeniden yaşantılama dediğimiz bir durumu yaşamaktır.

Yani asıl olay aklına geldiğinde, sanki zamanda yolculuk yapıyor gibi, bedensel ve duygusal olarak aynı duygular, aynı hisler ve aynı düşünceler içine girdiğini hissedersin.

Deprem travmasını tekrar hatırladığında o anda belki oturduğun yer sallanıyor gibi hissedebilirsin, aynı duygular, aynı kaygı ve gerginlik içine girebilirsin.

Bu yeniden yaşantılama hissini gece rüyaların sırasında da yaşayabilirsin.

Belirli hatırlatıcı durumlarla karşılaştığında da yine o olaylara hızlı bir şekilde geri döndüğünü hissedersin.

Diyelim ki, avizenin sanki sallandığını gördün, o anda “Şu anda deprem oluyor!” gibi bir psikoloji içine girersin ve yüreğin hoplamaya başlar ama belki de aslında pencereden cereyan yapıyordur ve  avize bundan dolayı sallanıyordur.

O an böyle düşünemezsin, o sallanmayı gördüğün anda hızlı bir şekilde geçmişteki o olaya geri dönersin. 

İşte buna yeniden yaşantılama diyoruz.

Travma sonrası stres bozukluğu işaretlerini anlaman çok önemli, birçok bilgiyi paylaştığım için dilersen parça parça da okuyabilirsin ama bu işaretleri bilmeni öneririm

2. Negatif Duygu ve Düşünceler İçine Girmek

Travma sonrası stres bozukluğunun işaretlerinden ikincisi, negatif duygu ve düşünceler içine girmektir.

Olay sonrasında kendin, diğerleri ve gelecekle alakalı belli karamsar düşünceler içine girebilirsin.

Kendine karşı öfke hissedebilirsin, suçluluk hislerin olabilir.

Diyelim ki, depremi yaşadığın binanın sağlam olmadığını önceden biliyordun ama ailen, yakınların, eşin sana “Daha güvenli başka bir yere taşınalım.” dedi ama sen dinlemedin ve deprem oldu. Depremden sonra başınıza kötü bir şey gelmese bile “Ya gelseydi, ihmal ettim, suçluyum.” tarzı düşünceler içine girip kendini kötü hissedebilirsin.

Bu süreçte de bu duyguyu yoğun bir şekilde yaşaman önemli işaretlerden biridir.

Başka kişilere, durumlara karşı da kızgınlık hissedebilirsin; müteahhitlere ya da devlete karşı olabilir.

Tabiki bu duygular anormaldir demiyorum.

Belli bir dereceye kadar bu duyguları yaşamak, bunları görmek, ciddiye almak ve bunlar için ne gerekiyorsa yapmak lazım ama travma sonrası stres bozukluğu içinde bu tür durumları yaşıyorsan duygularını çok daha yoğun, çok daha güçlü şekilde yaşarsın.

Bu travmayla birlikte belli kayıplar yaşadıysan yoğun bir üzüntü, boşluk ve yalnızlık hissi yaşayabilirsin.

Bu da belli dereceye kadar doğal bir duygu ama travma sonrası stres bozukluğunda, bu yoğun duyguları bir aydan daha uzun süredir aynı derecede, giderek rahatlıyor gibi hissetmeden yaşamaya devam edersin.

Özellikle de zaman içinde bastırabilmeyi öğrenmiş olsan bile hatırladığın anda, tetiklendiği anda yoğun duygular gelmeye devam eder. Bu da travma sonrası stres bozukluğunun önemli bir işaretidir.

Bu negatif duygu ve düşünceler senin zihnini oldukça yorar, karışıklık hissedersin, boşluk duygusu hissedersin.

Bir şeylere dikkatini vermekte, odaklanmakta, zorlanabilirsin, unutkanlık olabilir, diğerleri sana dalgın olduğunu ve dikkatini vermediğini söyleyebilir. 

Bunun da nedeni zihninde dolaşan negatif duygu ve düşüncelerin yoğun ve fazla olmasıyla alakalı.

Bu düşünceler o kadar fazla ki, bundan dolayı dikkatini vermen zorlaşır.

3. Bedensel Gerginlik ve Tetikte Olma Hali

Travma sonrası stres bozukluğunun 3. işareti, bedensel gerginlik ve tetikte olma halidir.

Genel olarak huzursuzluk hissedersin, her an bir şey olacakmış gibi bir kırmızı alarm hali vardır. Beyninin korku mekanizması tetiklenmiştir aslında.

Bu korku mekanizmasını bir sonraki yazıda daha detaylı anlatıyor olacağım.

Hem kendine hem de yakınlarına karşı her an kötü bir şey olacakmış gibi bir kaygı hali hissedersin.

Tabi bu kaygı halini hissettiğinde o korku mekanizması tetiklendiğinde bedeninde belli değişiklikler olur; çarpıntın olabilir, nefes alıp verirken güçlük yaşayabilirsin, göğsünde bir ağırlık varmış gibi hissedebilirsin, terleme, titreme hisleri olabilir, kaslarında gerginlik hissedersin, belli mide rahatsızlıkları olabilir.

Tüm bu işaretler aslında beynindeki o korku mekanizmasının tetiklendiğini, gergin olduğunu gösteren işaretlerdir.

Tabi bu tetikte olma haliyle birlikte uyku sorunları da baş gösterir çünkü uyuyabilmek için normalde rahat olmak gerekir.

Başımızı yastığa koyduğumuzda başka sıkıntılarla haşır neşir olmamak gerekir.

Tabi bu işlenmeyen olaylar tetiklendiğinde o an uykuya dalmak güç olur çünkü zihnin çok doludur.

Ya da diyelim ki uyudun, rüyalar sırasında da zihnin çalışmaya devam edeceği için olaylara geri dönüp, özellikle de bastırdığın belli noktalar varsa uykudan uyanmalar olabilir ve tüm bunlarla birlikte sabah dinlenmiş bir şekilde uyanamazsın. 

Belki de bu yüzden daha çok uyumak istersin, yatakta daha çok kalırsın. 

Böyle olunca da genel uyku düzenin bozulmaya başlar.

Uyku sorunları da bizim travma sonrası stres bozukluğunda sık gördüğümüz bir durumdur.

Tüm bu gerginlikler, huzursuzluklarla birlikte genel bir yorgunluk ve isteksizlik hali yaşarsın.

Bunlar da aslında depresif bir ruh haline benzer semptomları beraberinde getirebilir.

Zaten travma sonrası stres bozukluğunda daha sonrasında depresyonun da eklendiğini görebiliyoruz.

4. Kaçınmaların Olması

Travma sonrası stres bozukluğunun 4. ve son işareti, kaçınmaların olması.

O olayı hatırlamamaya çalışmak için olayı hatırlatabilecek durumlardan kaçınmak

Bunu neden yaparsın?

Çünkü o olayı hatırladığında kendini iyi hissetmezsin, hayatını etkilemeye devam eder, bedeninde genel bir huzursuzluk hissedersin, duygusal olarak da negatif düşünceler içine girdiğinde yaşam kaliteni azaltmaya başladığın görürsün.

Bu yüzden de en makul çözüm; bu olayları hatırlamamaya çalışmak, unutmaya çalışmak, bastırmaya çalışmak gibi görünüyor. 

Dolayısıyla da bu kaçınma travma sonrası stres bozukluğunun önemli bir işareti

Kaçınmayı ya içsel olarak ya da dışsal olarak yapabilirsin.

İçsel tetikleyiciler neler? 

Olayı düşünürken hatırlamak aslında. Hatırlamamaya çalışırsın, oralara çok girmemeye çalışırsın, o düşünceler aklına geldiğinde hemen dikkatini dağıtmaya çalışırsın çünkü düşünmek sana iyi gelmiyordur, seni bunaltıyordur.

Dışsal tetikleyicilerle de yüzleşmemeye, karşılaşmamaya çalışırsı.

Mesela o olayı hatırlatabilecek haberileri izlememeye çalışırsın ya da o olay geçtiği yerlerden geçmemeye çalışabilirsin.

Birileriyle bir araya geldiğinde sohbetin o konulara girmemesini sağlayabilirsin.

Bunlar da kaçınma davranışlarıdır.

Bazı kişiler bu kaçınmaları, duygularını bastırmaya yönelik kaçınmalarla da yapmaya çalışıyor. Belli ilaç kullanımı, hatta alkol, madde kullanımı gibi….

Travma sonrası stres bozukluğu uzun süre devam ettiğinden dolayı o duygular çok yoğun ve bunaltıcı geldiği için madde, alkol kullanarak duyguları bastırmaya çalışma şeklindeki durumları da görebiliyoruz.

Tabi bu o sorunu iyice büyütüp alevlendiriyor ve başka sorunları da beraberinde getiriyor.

Dolayısıyla bu kaçınmalar içine girdiğinde uzun vadede yaşam kaliten kısıtlanıyor ama kaçınmayıp yüzleştiğinde de kendini çok iyi hissetmiyorsundur. 

Dolayısıyla bir sıkışmışlık hissedersin.

Peki, öyleyse ne yapmak gerekiyor?

Travma sonrası stres bozukluğu varsa nasıl bir adım atmak lazım?

Buna geçmeden önce gizli travma sonrası stres bozukluğunun işaretlerinden bahsetmek istiyorum çünkü oldukça önemli bir konu.

Bazı kişiler yaşanılan travma sonrasında -örneğin, deprem- aşırı sorumluluk alıp yakınlarını iyi hissettirmeye çalışmak, onların ihtiyaçlarını karşılamak, psikolojik olarak onların yanında olmaya çalışmak, güçlü durmak amacıyla belli duygularını bastırıyorlar.

Bu duyguları da bastırdıkları için dışarıdan bakıldığında olaydan çok fazla etkilenmemiş gibi görünebilirler.

Burada olan durum özellikle kaçınmayı yoğun bir şekilde yapma durumları var. 

O kaçınmayı o kadar fazla yapıyorlar ki dışarıdan bu pek fark edilmeyecek hale gelebiliyor, hatta kişinin kendisi bile bu sıkıntılardan o kadar etkilenmediğini zannedebilir.

O kadar büyük bir kaçınmadan bahsediyorum.

Tabi böyle bir durum olduğunda travma sonrası stres bozukluğu köklenmeye başlıyor.

Bu da daha sonraki aşamalarda depresyonu beraberinde getirebiliyor.

İlişki sorunları olabiliyor çünkü travma sonrası stres bozukluğu ile birlikte tahammül seviyesi düşmeye başlar. Tahammül seviyesi de düştüğünde bu sorun ilişkilere doğrudan yansır.

Kronik stresle birlikte o genel gerginlik haliyle birlikte bağışıklık sistemi de zayıflamaya başlar ve bununla birlikte belli bedensel şikayetler, hastalıklar da ortaya çıkabilir.

O yüzden çok çok mühim bir konu bu.

Belki yakınlarında olabilir; “Olaydan çok fazla etkilenmemiş gibi görünüyor, sorduğumda da etkilenmediğini söylüyor ama emin olamıyorum, etkilendiğini düşünüyorum.” dediğin biri varsa seninle paylaşacağım işaretlere dikkat etmeni öneririm.

Gizli travma sonrası stres bozukluğunun ilk işaretlerinden biri, sürekli tetikte olma halidir.

Bu da beraberinde uyku sorunlarını getirir. Özellikle bu noktada uyku sorunlarını daha ön planda görürüz.

Kişi bu konuyu inkar etmez ama çok fazla da açmaz.

Bunun arkasında bastırmaya çalıştığı duyguların uykular, rüyalar sırasında tetiklenmesi vardır. Belki gündelik hayatta bu duyguları bastırabileceği belli meşgaleler var ama gece yatağa yattığında uyumaktan başka yapılacak bir şey olmadığı için bu durumlar geceleri daha çok tetiklenebilir.

Bu tür kişilerdeki bir diğer önemli işaret, normalden fazla içe kapanma isteğinin başlaması.

Belki olaydan önce içe kapanma alışkanlıkları yoktu ama bu olaydan sonrasında kendi halinde kalmaya başladığını, insanların içine çok fazla girmemeye başladığını görebilirsin.

Sana şunu da söyleyebilir:

“İnsanların içine girmek istemiyorum çok fazla, insanlar üstüme üstüme geliyor gibi. Kendi başıma daha rahatım, kafamı dinliyorum.” tarzda cümleler kurabilir.

Bunun da temelinde o uyaranların fazla gelmesi ve onu bunaltması söz konusudur.

Duygularını kendi içinde o kadar bastırmaya çalışıyordur ki herhangi bir durum içine girdiğinde, özellikle insanlarla bir araya geldiğinde sohbetin bir şekilde o travmatik olayları tetikletecek durumlara götüreceğinden dolayı insanlar ekstra bunaltıcı gelebilir.

Gizli travma sonrası stres bozukluğunda aktivitelere aşırı koşma ve işkoliklik de görülebilir çünkü zihinsel olarak bastırma çabası daha kolaylaşır.

herhangi bir şeyle uğraşırken, zihin sürekli meşgulken daha kolay olur.

Bu yüzden de kişiler, işlerinde normalden daha fazla zaman geçirmeye çalışabilir.

Diğer bir önemli işaret, tahammül seviyesinin düşmesi, genel olarak daha gergin ve sinirli bir havada olmalarıdır.

Normalde sinirlenilmeyecek küçük şeylere sinirlenip fazla tepki gösterebilirler.

Bundan dolayı kırıcı olabilirler ve zaman içinde belli ilişki sorunları ortaya çıkabilir çünkü genel anlamda tahammül seviyeleri düşmüştür.

Diğer bir işaret, kişi ani sesler duyduğunda -mesela, kapı çarptığında- kişide, ani tepki verme, sıçrama hissi olabilir.

Ne kadar bastırmış olsalar da beyindeki korku mekanizması aktif halde olduğu için bu gibi durumlarda hızlı ve bilinçsiz bir şekilde tepki verebilirler.

Gizli travma sonrası stres bozukluğunun diğer işareti de, kişilerin genel bir anlamsızlık hislerinden yakınıyor olmasıdır.

Bu kişiler çalışmanın, yaşamanın ya da genel anlamda sistemin anlamsızlığından bahsetmeye başlayabilirler.

Sorgulamaya başlarlar, yaşam felsefeleri değişmeye başlıyor gibidir.

Anlamsızlık konularını hararetli bir şekilde tartıştıklarını, bundan yakındıklarını görürsün.

Özetle, bu kişilerde saydığım işaretler varsa travma sonrası stres bozukluğunu düşünebileceğimizi söyleyebilirim.

Gizli ya da açık travma sonrası stres bozukluğu varsa nasıl bir yol izlemek gerekiyor?

Bu sorunun çözümü, olaylara geri dönüp o olayla alakalı duygu ve düşünceleri sindirmek aslında.

Bu sindirme işlemi içinde yapılabilecek birçok nokta var.

En önemlisi o olayla alakalı duyguları serbest bırakmak, ifade etmek, yaşamaktır; duygular bastırıldığında rahatlama olmuyor aslında.

Yapılacak diğer yöntem, beyindeki korku mekanizmasını da yatıştırmak, beyne bunu öğretmek gerekiyor.

Bunun dışında olayla alakalı belli rahatsız edici,negatif ve gerçekçi olmayan düşünceleri düzeltmek ve bakış açını güncellemek gerekiyor.

Travmayla birlikte yaşam kalitene belli zararlar geldiyse, sana iyi gelmeyecek alışkanlıklar edinmeye başladıysan bu alışkanlıkları da geride bırakmaya yönelik yapılacaklar üzerinde durmak lazım.

Söylenecek, yapılacak bir çok şey var.

Bunlarla alakalı kişisel gelişime, travma sonrası stres bozukluğuna, travmaları geride bırakmaya yönelik yazılmış kitaplar var. Bu kitapları alıp okuyabilirsin ama yazılanları kendi kendine uygulaman pek de kolay olmayabilir.

Dolayısıyla da daha kolay ve daha etkili bir yol; bu konuda uzmandan destek almaktır.

Bu desteği şuna benzetebiliriz; yara enfeksiyon kaptığında yaranın kendini iyileştirmesini beklemek çare olmuyor. Bu noktada bazen bir antibiyotik kullanmak gerekebiliyor.

İşte bu antibiyotik kullanmayı da bir uzmandan destek almak gibi düşünebiliriz.

Peki başvuracağın uzmanla nasıl bir yol izlersiniz?

İki tane yardım etme yolu var; ilaç desteği ve psikoterapi

Travma sonrası stres bozukluğunda ilaç desteği genel anlamda yaşam kaliteni biraz daha artırmaya yönelik bir takviyedir.

İlaç takviyesi, olayları analiz edip işlerken yaşadığın o yoğun duygu halini biraz daha yatıştırıp, belli durumlardan kaçınmadan, kendini daha iyi hissetmene yönelik destek verir.

Bir çözüm değil aslında.

Genelde bu karıştırılıyor; “İlaç kullanıyorsam, bu travmaları çözümleyeceğim, geride bırakacağım.” gibi durumların olmadığını söyleyebilirim.

Bunun çözümlenmesi için olayla ilgili duyguları bastırmak yerine bu duyguları yaşamaya izin vermek ve bu durumlardan dersler çıkarıp ona göre hareket etmek gerekiyor.

Ne yazık ki bazı kişiler, bu ilaçları bir nevi duyguları bastırma amacıyla kullanmaya başlayabiliyor ya da uzmana gittiğinde yapılacak tek şey buymuş gibi zannedebiliyor.

İlaçları yazan uzman da bu duyguları bastırsın diye vermiyor, duyguları biraz daha yatıştırsın ki travmaları işlemek daha kolay hale gelsin, diye veriyor.

Sırtındaki o yükleri daha iyi taşıyabilmen için kendini daha iyi hissetmeni ve biraz daha güçlenmeni sağlayacak bir yoldur ama sen; “O yükleri nasıl azaltabilirim, yerli yerine nasıl koyabilirim?” diye düşünmüyorsan o yükler sırtında kalmaya devam eder. 

Bu da seni yoracak, bunaltacak, zorlayacak.

Travma sonrası stres bozukluğunda ikinci çözüm yolu, psikoterapi desteği almaktır.

Psikoterapilerden de özellikle EMDR terapisini tavsiye ederim.

EMDR bir travma terapisi.

Özellikle travmaların çözümlenmesi için oluşturulmuş bir yöntemdir.

Bu konuda kendi imkanlarınla bulunduğun bölgedeki uzmanlara ulaşabilirsin.

EMDR-TR Derneğinin (www.emdr-tr.org) sitesinden bulunduğun bölgedeki uzman listesine ulaşabilirsin.

Eğer afet bölgesindeysen, gönüllü olarak afet bölgesine giden uzmanlara ulaşabilirsin, afet koordinasyon birimleri bu konuları organize ediyorlar. Nasıl ulaşabileceğin konusunda seni yönlendirebilirler.

Dolayısıyla bulunduğun bölgedeki ilgili kişilere ulaşarak psikolojik anlamda desteğe ihtiyacın olduğunu söyleyebilirsin.

Benim de üyesi olduğum EMDR-TR Derneğine bağlı olarak çalışan Travma İyileştirme Grubu adı altında, gönüllü EMDR terapistlerinden oluşan bir grup var.

Bu gönüllü EMDR terapisti meslektaşlarım deprem gibi belli toplumsal travmalarda afet bölgesine giderek oradaki ihtiyaç sahiplerine bireysel ve grup terapisi düzeyinde destek oluyor.

1999 depreminden beri yaşadığımız, terör olayları da dahil olmak üzere birçok travmada bölgeye giderek ihtiyaç sahibi kişilere EMDR terapisi desteği verildi.

Dolayısıyla şu anda bulunduğun bölgedeki afet koordinasyon merkezlerine başvurarak bu yönde destek alabilirsin.

Sonraki yazıda görüşmek üzere,

Uzm. Psk. Cem Gümüş

Kaliteli Yaşam Danışmanlığı ve Travma Terapisi/EMDR özel çalışma alanlarımdır.

Psikolojik güçlükler ve kişisel gelişime yönelik birçok içerik (kitap ve online eğitimler vb.) paylaşıyorum.

İçeriklere ulaşmaya başlamak için buraya tıklayabilirsiniz.

Kendinin Terapisti Ol Kitabı

psikolog kitapları öneri kendinin terapisti ol

Daha Kaliteli Bir Yaşam İçin
4 Basamaklı Uyan Yöntemini
Nasıl Kullanabileceğinizi Öğrenin

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir