Bize bilmediğimiz ne söyleyebilir ki? Akıl vermesi anlamsız.
Gideceğiz klişe şeyler söyleyip bir süre para alacak.
Hem kurcalamak da iyi değil, biz sorunları kurcaladıkça iş dallanıp budaklanacak daha kötü olacağız, zaten eşim de isteksiz nasıl fayda sağlayabiliriz ki? gibi düşüncelerin olabilir.
Deneyimli bir çift terapisti olarak bu düşüncelerinin hem doğru hem de yanlış olduğunu söyleyip kafanı biraz karıştırayım.
Bu yazımda, çift terapisi desteği alma konusundaki kafa karışıklığını netleştirecek bir çerçeveyle çift-evlilik terapisinin nasıl yapıldığını anlattım.
Bu yazıyı hala okuduğuna göre bu konu seni ilgilendiriyor ve ilişkini önemsiyorsun.
Çift ve evlilik terapisi nasıl yapılır?
Bunu özetlemek zor ama işimi kolaylaştırmak için terapinin 3 bölümünden ve 3 aşamasından bahsettim.
3 bölümü ve 3 aşamayı tam olarak öğrendiğinde çift terapisi konusunda birçok şey çok daha net olacak.
Terapinin 3 ana bölümü olduğunu düşünebiliriz.
- Giriş
- Gelişme
- Sonuç
GİRİŞ
Çift-evlilik terapisinin giriş bölümünde tanışma, değerlendirme ve planlama yaparız.
Seninle ve eşinle tanışırız, terapiye getiren sorunları ve genel anlamda bir çok şeyi anlamaya çalışırız.
Böylelikle terapi sürecine başlamanın ne kadar uygun olduğunu, başlayacaksak nasıl bir yol izleyebileceğimizi anlamaya çalışırız.
Giriş bölümünde, hem çift olarak hem de bireysel olarak seninle ve eşinle ayrı ayrı birer seans yaparız.
Çift olarak görüştüğümüz ilk seansta ilişkinizde birbirinize yaklaşım şeklinizi tanımaya ve görmeye çalışırız.
Sonraki 2 seansta ise her birinizle ayrı ayrı bireysel olarak görüşüp ilişkiniz dışındaki diğer bilgileri alıp sizi daha yakından tanımaya çalışırız.
İlişki/evlilik öncesi deneyimleriniz nasıldı?
Çocukluk yaşantılarınızda ön plana gelen noktalar nelerdi?
İlişki dışında stres veren başka etkenler var mı?
İlişkide yaşadığınız değersizlik, adaletsizlik, saygısızlık gibi noktalar tanıdık geliyor mu? bunları değerlendiririz.
Bireysel etkenleri de anlamak çok önemli çünkü mevcut sorunlar bazen hatta birçok kere bireysel etkenlerden de önemli ölçüde etkileniyor.
Örneğin, eşinin sana hiç değer vermediğinden, seni çok değersiz birisi olarak hissettirmesinden yakınıyorsan belki de sen de kendine değer vermeyen birisisin.
Bu psikolojiyi eşinden önce de bilinç dışı düzeyde yaşıyordun ama tetiklenmemişti.
İlişkiler insanın en hassas noktalarını ortaya çıkarma özelliğine sahiptir.
Bu iyi bir şey çünkü tetiklenen bu konular aslında senin bastırdığın ve kendini geliştirmen gereken noktaları gösteriyor.
Bu noktaları geliştirdiğinde hem bireysel hayatın hem de ilişki hayatın daha kaliteli hale gelecektir.
Bunları duyunca gözün korkmasın.
Çift terapisi konusunu anlatırken birden bireysel terapiye mi kayacağız? diye düşünme çünkü bireysel değerlendirmede bu bilgiler alınsa da çift terapisinde bu noktalara tek taraflı olarak uzun uzun odaklanmıyoruz.
Sadece seni daha iyi tanımak için giriş bölümünde bu bilgileri alıyoruz.
Çift terapisinin giriş, gelişme ve sonuç bölümünden giriş bölümünde bir seans çift olarak, 2 seans da bireysel olarak tanışma ve değerlendirme görüşmesi yapıyoruz.
Daha sonrasında da tüm bu bilgileri bir araya getirip bir harita çıkarıyoruz.
İlişkide güçlü olan ve güçlendirilmeye ihtiyaç duyulan noktaların neler olduğunu toparlayıp sonraki sürecimizi planlıyoruz.
Çift terapisinde seansların nasıl geçtiğini anlatıyoruz.
Tüm bunları tamamladığımızda giriş bölümünü tamamlamış oluyoruz.
GELİŞME
Terapinin gelişme bölümünde uzmanlar arası farklı uygulamalar olabiliyor.
Çift terapisi alanında birçok farklı yaklaşım var.
Ben oldukça güzel sonuçlar verdiğini gördüğüm için DOÇT yaklaşımını kullanıyorum ama diğer yaklaşımlarda da benzer noktalar var.
Sadece odak noktaları ve önem sıralaması değişebiliyor.
DOÇT’ta çift terapisinin 3 aşamasını tanımlıyoruz. Bu aşamaların diğer yaklaşımlarda da önemsendiğini söyleyebilirim.
1. AŞAMA: Hararetin alınması ve konuşabilir hale gelmek
Çift terapisinin ilk aşamasında büyük gerginliklerin ve hararetli kavgaların sonlanmasını sağlamaya çalışıyoruz.
Şiddetli tartışmaların hiçbir fayda sağlamadığını sen de bilirsin.
Belki bu kavgaların bazen işe yaradığını, eşini bir şeyleri yapmaya yönelttiğini, onu harekete geçirdiğini ya da susturduğunu gördün ama böyle olsa da muhtemelen ilişkinin geldiği nokta çok kötü.
Bu negatif döngüleri tekrar tekrar yaşadıysan, tekrar tekrar yıpranmışsındır.
Yıpranan sadece sen de değilsin, aynı gemide olan herkes yıpranır.
O yüzden konu ne olursa olsun, çift terapilerinde önemsediğimiz ilk şey, göz göre göre daha fazla yıpranmamaktır.
Bunu sağlamak için çift terapisinin güvenli ortamında senin ve eşinin duygularını ifade etmesini ve anlaşılmasını sağlıyoruz.
En azından terapist olarak bizim tarafımızdan anlaşıldığını gördükçe bu aşamada kendini daha etkili şekilde ifade etmeye başlıyorsun ve o zaman eşin seni hiç olmadığın bir halinle görmeye başlayabiliyor.
Örneğin, senin incir çekirdeğini doldurmayan şeylerden sürekli sorun çıkaran, rahat batan, psikolojisi bozuk birisi olduğun için böyle davranan birisi olmadığını görebilir.
Terapist olarak biz etkin bir iletişimle seans içinde en sert duygularını daha sakin ve derinlikli şekilde doğrudan bize anlatmanı sağlayabiliyoruz.
O zaman altta yatan değersizlik, üzüntü, sevgi-saygı-takdir-şefkat isteği daha farklı bir üslupla ortaya çıkmaya başlıyor.
Çift terapisti olarak bizler ilk aşamada bu derinlikte konuşmayı engelleyen negatif döngüye nasıl girdiğinizi fark ettiriyoruz.
Sert ve hassas düşünceleri, duyguları alternatif olarak nasıl ifade edebileceğin konusunda model oluyoruz.
Bir nevi geçici olarak senin iç sesin olarak dışarıda konuşuyoruz.
Böylece, “Aa evet tam olarak hissettiğim düşündüğüm şey bu. Ben böyle ifade edememiştim.” diyecek noktaya geliyorsun.
Böylece eşin de seni daha farklı bir açıdan görebilmeye başlıyor.
Kavga olmadan da en sert duyguları ifade edebileceğinizi öğrenince nasıl kavga döngüsüne girdiğinizi de yakalamak kolaylaşıyor.
Terapide birkaç seans devam edecek olan 1. aşamada bunları iyice deneyimleme, içselleştirme şansı oluyor.
İyi bir çift terapisti sadece bunun doğrusu budur, böyle yapın hadi demez.
Biz DOÇT’ta bunları ödev gibi vermek yerine önce seans odasında uygulamaya çalışırız.
Kolay bir iş değil ama gayet mümkün.
2.AŞAMA: Yaraları tamir etmek ve yakınlaşma deneyimleri yaratmak
1. aşamayla birlikte artık en rahatsız edici duyguları, görüş ayrılıklarını bile kavgaya dönüştürmeden konuşabilir hale gelince 2. aşamaya giriliyor.
2. aşamada ilişkideki yaraları tamir edip duygusal olarak yakınlaşma sağlanıyor.
Bu arada şunu eklemeden geçmeyeyim;
1. aşamayı tamamlamak demek hep çok sakin, hiç ses yükseltmeden konuşmak demek değildir.
Sadece hiçbir işe yaramayacak, kırıcı bir üslupla uzun süre konuşmamak anlamına geliyor.
1.aşamanın sonunda “Biz şu an çok gerildik, sakinleşelim tekrar öyle konuşalım.” diyebilecek noktaya gelmektir.
2. aşamaya gelince artık hassas ve derinlikli konuşmalar yapabilmek mümkün olduğu için eşler birbirine daha açık ve samimi şekilde kendini anlatabiliyor.
Hatta kendi çocukluklarından beri gelen etkenleri de harmanlayıp paylaşabiliyor.
Örneğin, eşin seni saygısızca eleştirdiğinde hissettiğin acının aynı zamanda babanla olan ilişkilerini de tetiklediğini, babanın seni haksızca ne kadar çok eleştirdiğini, takdir etmediğini ve bunun içindeki çocuğun canını ne kadar yaktığını da paylaşabileceksin.
Zaten biliyor niye paylaşayım ki diyebilirsin.
Ya da paylaşsam ne olur ki anlamaz diyebilirsin.
2. aşama terapi odası deneyimlerini açıkçası burada anlatmam çok zor.
Hani bir tabir vardır, anlatılmaz yaşanır.
İşte 2. aşama diyalogları da böyle bir şey.
Genellemeleri pek sevmem ama bu tür diyaloglar özellikle erkekler açısından da yeni bir deneyim olabiliyor çünkü duyguları ve hassas noktaları paylaşmak pek alışık olduğumuz bir şey değil.
Ama yakın ilişkide gereklidir çünkü bu tür paylaşımlar iki tarafı da yakınlaştırma özelliğine sahiptir.
Kalpten kalbe iletişim dediğimiz şey böyle oluyor.
Kalpten kalbe iletişim kurarak geçmiş kırgınlıkları tamir etmek de mümkün olabiliyor.
Böyle pozitif bir iklimde yakınlaşma hayatın her alanına yansıyabiliyor.
Eşlerin birlikte keyif alabilecekleri şeyleri yapma motivasyonları da artıyor.
3. AŞAMA: Somut problemleri ortak paydalarla çözmek
Terapinin 3 bölümden oluştuğunu yazmıştım. Giriş, gelişme ve sonuç.
Giriş bölümünde, değerlendirme ve planlama yaptık.
Gelişme bölümünde, 1. aşamada harareti alıp konuşabilir hale geldik.
2. aşamada duygusal yakınlaşma sağlayacak diyaloglar kurulmasını sağladık.
3. aşamada da somut problemleri ortak bir payda da çözme konusu üzerinde duruluyor.
Ev işlerinin paylaşımı, finansal planlama, ailelerle iletişim, boş zamanları değerlendirme, varsa çocuklara ortak yaklaşım konusu gibi.
Genelde bu tür konularda sanki en baştan hemen konuşulup orta nokta bulunmalı gibi bir düşünce olabiliyor.
Bazı terapistler yaklaşımları gereği bunu önceliklendirebilir.
Mesela, “Birbirinize yeterince zaman ayırmıyor musunuz? O zaman hadi kaliteli zaman aktiviteleri planlayalım.” gibi.
Ama DOÇT yaklaşımında benim de deneyimlediğim şey şu; negatif bir iklim varken, kırgınlıkların tamiri konusunda hiç bir şey yapılmamışken kendini zorlayarak pozitif deneyimler yaratmak pek de kolay bir şey değil.
Yanlış bir strateji demiyorum ama uygulamak hiç kolay değil.
Muhtemelen sen de denedin ama o iş pek öyle olmuyor, bunun farkındasın.
Bu işi 3. aşamaya bırakmanın pratik anlamda daha kolay olduğunu görüyorum.
Hatta şunu söyleyebilirim ki çift terapisinde ilk 2 aşama iyi şekilde işlenince 3. aşamayı çiftler kendi kendilerine de tamamlayabiliyorlar.
Bir nevi binanın temeli sağlam olup üzerine kaba inşaatı yapınca ince işleri yapmanın o zaman mümkün olması gibi diyebiliriz.
Bizim çift terapisinde en çok zaman harcadığımız aşama 1. ve 2. aşamadır. Peki çift terapisi ne zaman biter?
SONUÇ
Terapistin, sana ve eşine seansta müdahale etme ihtiyacı azaldıkça yavaş yavaş emekli olmaya başlar.
Bir konu açıldığında negatif bir döngüye girmeden, o konuyu eşinle birlikte başından sonuna güzel bir şekilde irdeleyebildiğiniz görülünce terapist olarak bizler daha pasif bir role geçeriz.
İdeal koşullarda terapi sürecinde eşlerin 3 aşamayı da tamamlaması önemlidir ama çiftler 1. aşama sonunda da bize bu kadarı yeter diyebiliyorlar.
Bu tür kişiler için konuşabilir hale gelince gerisi daha kolay oluyor.
Diğer aşamaları kendileri geçiyorlar.
Ya da 2. aşamaya geçince, terapide birkaç seans derinlikli iyileştirici diyalogları kurabilmeye başlayınca 3. aşamada biz kendimiz somut problemlere ortak nokta bulmaya başladık diyebiliyorlar.
Terapiyi tamamlamanın birçok işareti olabilir.
Terapiye getiren kronik konulara artık daha farklı bir noktadan bakıyorsanız, derinlikli konuşmalar yapabiliyorsanız ve birbirinize karşı daha yakın, güçlü hissediyorsanız terapi sürecini ortak bir şekilde tamamlıyoruz.
Sonraki süreçte takıldıkları bir nokta olursa 1-2 seanslık destekleyici görüşmeler de olabilir tabii ki ama eğer 3. aşamaya gelindiği noktada süreç tamamlandıysa genelde pek gerekmiyor.
Buraya kadar anlattıklarım çift terapisinin çok kaba bir özetidir.
Daha söylenecek pek çok şey var.
Şöyle olursa nasıl olur? Böyle olursa nasıl olur? gibi birçok soru işareti aklına gelebilir.
Kendine iyi bak.
İlişkilerde benleri koruyarak biz olabilmek istiyorsan, bu konuda daha güçlü adımlar atmak istiyorsan, çift terapisi desteği alabilirsin.
Uzm. Psk. Cem Gümüş
2 Responses
Selamlar. Çift terapisi ücret bilgisi alabilir miyim? A
Site iletişim numarasını arayabilirsiniz