Çift terapisi işe yarar ama bazı şartları var.
Bu şartları detaylı olarak anlatacağım.
Çift terapisinin işe yaradığını, çift terapisti olarak sadece kendi deneyimlerime göre söylemiyorum.
Mesela, duygu odaklı çift terapisi yaklaşımıyla ilgili yapılan araştırmalara göre çift terapisine başvuran kişilerin ortalama %75’i bu süreçten fayda sağlayıp ilişkilerini daha iyi bir noktaya getirebiliyor.
Bu sonuçlara ulaşılmasında yetkin bir terapiste gidilmesi ve eşlerin terapi desteğini doğru konumlandırması gerekiyor.
Eşlerin hangi noktada olduğunu bilip nasıl bir konumlandırma içinde olduğunu netleştirmesi konusunu bu yazının kalanında anlattım çünkü çift terapisinin neden işe yaramadığının birçok cevabını anlamayı sağlıyor.
Eğer ilişkide sorun varsa 3 seçenek vardır:
Hiçbir şeyi değiştirmeden aynı şekilde devam etmek, bir şeyleri değiştirmeye çalışmak veya ayrılmak.
4. bir durum da bu 3 seçenekten birisine girmekte kararsızlık yaşamak diyebiliriz.
Kişi dürüst bir şekilde kendisini nerede konumlandırdığının farkında olmalıdır.
Partnerler arasında farklar olduğunda bu durum belirli sıkıntılar yaratmaktadır. Örneğin, birisi bir şeyleri değiştirmek istemiyor ya da ayrılmak istiyor ama diğer kişi de ilişkiyi kurtaralım istiyor.
Çift terapisi iyi bir uzman ve doğru konumlandırmayla, hangi seçenek seçilirse seçilsin bir şekilde fayda sağlayacaktır.
Bu seçenekler üzerinden konuyu biraz daha detaylandırayım.
1. Seçenek: Hiçbir şeyi değiştirmeden aynı şekilde devam etmek.
Bu seçeneği seçen birisi çift terapisine karşımdaki değişsin beklentisiyle gelir.
Ama görünürde ilişkiyi kurtarmak için buradayız, diyordur.
Bu durum gözden kaçırılıp müdahale edilmezse çift terapisinin verimi azalır.
‘’Çift terapisine de gittik, terapist partnerimdeki sorunu çözmeye odaklanmalıydı ama konuyu bana da döndürdü. Esas sorunu görmedi. Esas sorunlu eşim. Onun sorunu çözülmedi. O yüzden çift terapisi işe yaramadı.’’ demek yanlış olur.
Bu tür bir durumda çift terapisinden kazanılacak en önemli fayda öncelikle sorunların nasıl bu noktaya geldiğini anlayıp iki tarafın da sorumluluk alması gerektiği gerçeğiyle yüzleşilmesidir.
İlişkide kim haklı kim haksız analizi yapıldığında kendini haklı gören taraf, diğer tarafa o değişsin şeklinde yaklaşıyor.
Böyle bir durumda çift terapisi kişiler için farkındalıklarının arttığı, titre ve kendine gel deneyimi yaşatabilecek bir deneyim sağlayabilir.
Kısa vadede konforlu görünen ama mutsuzluk veren güvenli alanın çok da güvenli olmadığını fark edilebilir.
Eşler arasında konuşulmayan gerginliklerin ve kırgınlıkların ilişkiyi kopma noktasına doğru götürdüğünü fark etmek artık her şeye aynen devam etme seçeneğine karşı mesafeli bakmayı sağlayarak çift terapisinden önemli bir kazanım sağlayabilir.
2. Seçenek: Bir şeyleri değiştirmeye çalışmak
Bu seçeneği seçen kişiler kendindeki gelişim fırsatlarına odaklanıp ilişki için gerekenleri yapmaya açık olan kişilerdir.
Bazı şeylere dikkat etmek zor olsa da ilişkinin geleceği için bu değişiklikleri yapmaya niyetlidirler.
Eşler eğer bir şeyleri değiştirme ve tamir etme niyetinde çift terapisine başvurduysa buna göre sorumluluk almaları gerekir.
Seanslarda sorunlar konuşulduğunda her iki taraf da “Acaba ben gerçekten neyi fark edemedim, neyi yanlış yaptım ki partnerim böyle bir noktaya geldi?’’ sorusunu kendisine sormalıdır.
Karşı tarafın ne kadar sorunlu olduğunu bir uzmana teyit ettirme gibi bir beklenti içinde olunduğunda konumlandırma hatası vardır.
Görünürde tabii ki sorunlar tek taraflı değildir.
Çift terapisine “Ben ilişkiyi kurtarmak için ne gerekiyorsa yapmaya hazırım.’’ diye başlayıp aslında ilişkinin kopmaya doğru gitmesine seyirci kalan ya da hiçbir şeyi değiştirmeden aynen devam etmek ister gibi davrananlar olabiliyor.
Bu durumda kendisi sorumluluk almayıp “Biz çift terapisine de gittik, bir şeyleri düzeltmede işe yaramadı.’’ demek doğru olmaz.
Partnerler gerçekten değişim ve gelişime odaklandıklarında çift terapisi desteğiyle birçok farkındalığa ulaşıp bunları uygulayabiliyorlar.
3. Seçenek: Ayrılmak
Kronikleşen ilişki sorunlarında artık çaresiz olunan durumlarda ayrılmak kaçınılmaz bir seçenek haline gelebilir.
Bu durumda da çift terapisine başvurulabilir.
Eşler arasında aslında ilişki bitmiş ve duygusal ayrılık yaşanmıştır.
Ayrılma adımını atmada zorlanırken kötü birisi konumuna düşmemek için desteğe ihtiyaç duyulabiliyor.
Bu gibi durumlarda bir nevi vicdanını rahatlatma amacıyla “Ben elimden geleni yaptım, olmuyor işte’’ diyebilmek için ilk etapta biz ilişkimizi düzeltmek için geliyoruz gibi bir beklentiyle başvuruluyor.
Kişi aslında duygusal ayrılık yaşadığı halde kendine dürüst olmayıp ilişkiyi kurtarmaya çalışıyor gibi görünebiliyor ama ilişkiye duygusal yatırım yapmadığı için çift terapisi sürecine de kendini vermiyor.
Bu gibi durumlarda çift terapisi ilişkiyi kurtarmada işe yaramadı demek doğru olmayacaktır.
Çift terapisi ilişki sorunlarındaki tüm seçeneklerde faydalı olabilir.
Örneğin, ayrılma kararı alınsa bile bu kararın her iki taraftan da içe sinmesini kolaylaştırabilir.
Bazen duygusal olarak bitmiş olan ilişkiyi bir partner yeterince algılamayabiliyor.
Çift terapisi eşlerin gerçekle yüzleşme sürecini hızlandırıp zaman kaybedilmesini önleyebilir.
Ayrılma sürecinde bir sonraki hayata geçiş yaparken biz nasıl bu noktaya geldik? konusunda iyi bir analiz yapıp bu sayfayı iç huzuruyla kapatmayı hızlandırabilir.
Arada çocuklar varsa saygılı bir iletişimi devam ettirebilme konusunda ipuçları verebilir.
Özetle, ayrılık noktasına gelen çiftler de çift terapisinden fayda görebilirler.
Son olarak kararsızlıktan bahsedeyim.
Kararsızlık da bir seçenek olmasa da 3 seçenek dışındaki bir ara durumdur.
Kararsızlık durumlarında da ben çift terapisine öncelikli olarak başvurulmasını öneriyorum.
3 seçenekten birisinde kararsızlık yaşayan kişiler, bireysel terapiye göre çift terapisinden daha çok fayda görebilir.
Partnerin de dahil olup daha açık şekilde kendini ortaya koyduğu bu tür bir süreçte bazı şeylerin daha çok netleşmesi sağlanabilir.
Birbirinin zihnini okumaya çalışmadan tüm taşları ortaya döküp, gerçekle yüzleşmek, hangi seçeneği seçmek gerektiğini kolaylaştırabilir.
Belki de çift terapisi gerçekle yüzleşmeyi sağlayıp gözden kaçırılan asıl sorunları ortaya çıkaracaktır.
Belki uzatmalarda olan bir şeyin bitmesi gerektiğini gösterecektir.
Bu durumda çift terapisi işe yaramadı, daha kötü oldu, demek doğru bir değerlendirme olmaz.
Gerçekle yüzleşmek beraberinde kısa-orta vadeli zorluklar getirse de doğru aksiyonlar alındığında uzun vadede mutluluk getirir.
Tüm bunları sağlamada ben Duygu Odaklı Çift Terapisi (DOÇT) modelini kullanıyorum çünkü bu yaklaşım bağlanma kuramını ilişkilerde kullanma fırsatı veriyor.
Uzm. Psk. Cem Gümüş