Can sıkıntısı bozukluğunun en önemli nedeni ve çözümü nedir?
Can sıkıntısı yaşamak sık bir şekilde fark ettiğin bir duygu olabilir.
Özellikle şu dönemde bu duyguyu daha çok yaşıyor olabilirsin.
Sürekli evde kalıyorsun
Zamanın verimsiz bir şekilde geçiyor
Yeterince faydalı olduğunu hissetmiyorsun
Yapacak bir şey bulamıyorsun
Belki de “Ben basit yaşamayı seçiyorum, çok hırsım da yok. Akışa bırakıyorum.” diyorsun
Ya da hayal kurarken “Ya bu hayallerimi gerçekleştiremezsem” diye kaygılanıp pek bir şey yapmıyorsun
Günün sonunda baktığımızda bu can sıkıntısı gerçekten canını çok sıkıyor olabilir.
Eğer böyle bir durum içindeysen bu yazıyı mutlaka sonuna kadar okumanı öneriyorum
Eğer bu yazıda paylaştıklarımı sindirip uygularsan hayatın büyük oranda değişebilir.
Birçok kişi ölü toprağı serpilmişlik hissinin, can sıkıntısının nedenini pek bilmez.
Kendiliğinden geliyor gibi hisseder ama aslında bunun çok önemli belli nedenleri var.
Bunlara geçmeden önce can sıkıntısının işaretlerini anlayalım:
İlk işareti bunalma hissidir. Üzerinde ağırlık vardır, ölü toprağı serpilmiş gibidir.
Yorgun, bitkin hissedersin.
Yapacak bir şey yok gibi gelir.
Bunları bedensel olarak yaşarsın; karın ağrısı, gerginlik hissi olabilir.
Diken üstünde gibisindir.
Kaygı hisleri olabilir; “Bir şey yapmıyorum zaman boşa gidiyor.” düşünceleri eşlik eder.
Öfke hissedebilirsin, kızabilirsin.
Belki diğer kişilere karşı tahammülün düşmeye başlar.
Mevcut durumundan dolayı üzüntü hissedebilirsin.
Kendine kızdığın için pişmanlık yaşayabilirsin.
Bunlar da seni depresif bir ruh hali içine sokmaya başlayabilir.
Çünkü zamanını verimli bir şekilde geçirmiyorsundur ve bir şeyleri kaçırdığını hissedersin.
Belki kendini diğerleriyle karşılaştırmaya başlarsın; “Onlar bir şeyler yapıyorlar, daha öne geçecekler ama ben yerimde çakılıp kaldım.”
Bunların üzerinde kafa yordukça bunalma hissini yoğun bir şekilde yaşarsın.
Kendini yargılama hali de seni aslında özgüvensiz ve yetersiz hissettirmeye başlar.
Bu yüzden de bir şeyler yapmaya niyetlenirsin belki de.
İşinin başına oturursun ama bu seferde yapmayı planladıkların gözünde büyümeye başlar.
Yapacak çok şey var gibi gelir ve sabırsız hissetmeye başlarsın.
Daha hızlı ilerlemek istiyorsundur.
Belki angarya gibi gördüğün belli noktalar var ve bunları yapmak istemediğin için iş gözünde büyür, ertelersin.
Ertelemeyle birlikte de başka şeylerle uğraşırsın.
Bir şekilde bu can sıkıntısından kurtulmak istersin.
Televizyon, film izlersin. Belki sosyal medyaya bakarsın, internette sörf yaparsın. Ya da abur cubur tüketirsin.
Kendini iyi hissettirecek, seni eğlendirecek şeyler yapmaya çalışırsın.
Çünkü “Dinlenmem gerekiyor, kendime gelmem gerekiyor ki can sıkıntım geçsin.” diye düşünüyorsundur.
Net bir şekilde ne yapacağını da bilmiyorsundur, önünde bir rota yoktur.
Dolayısıyla da bu can sıkıntısının çözümü olarak bir şekilde keyif verecek, iyi hissettirecek şeyler yapmaya çalışırsın ama bu pek de faydalı değil.
Diyelim ki o anda bir film, dizi izledin ve sana o kadar da keyif vermedi.
Kapattığın anda yine can sıkıntısını yaşadın.
O zaman belki şöyle düşünebilirsin; “Bu film beni sarmadı, o zaman başka bir şey yapayım ya da biraz uzanmam gerekiyor.” gibi
Bunları da yapmana rağmen yine bu can sıkıntısı seni peşinden kovalamaya devam eder.
Günün sonunda geriye dönüp baktığında, o günü değerlendirdiğinde verimsiz geçtiğini görürsün.
Verimsiz geçme durumu da yine canını sıkar ve bunun tekerrür ederek sonraki zamanlarda da devam edeceğini bir şekilde bilirsin.
Bu seni sıkışmış hissettirir.
Eğer bunlar tanıdık geliyorsa mutlaka yazıyı okumaya devam et.
Can sıkıntısının nedenine geçelim…
Can sıkıntısı sana ne söylemeye çalışıyor?
Acaba bunun bir işlevi olabilir mi?
Bunun işlevi sana şunu göstermektir:
Bir yolda ilerliyorsun ama herhangi bir rotan yok. Bu rotasız yolculukta çakılıp kaldın.
Değerlerin ve ihtiyaçların doğrultusunda sana bir rota çizen bir hedefin yoksa, bir yolda ilerlediğini hissetmiyorsun ya da ilerliyor olduğun yol ve yaptıkların sana anlamlı gelmiyorsa o noktada can sıkıntısı sana bir şeyleri göstermeye çalışıyor.
Sana şunu der; “Bak yaptıkların bana iyi gelmiyor, beslenemiyorum. Faydasız bunlar, işe yaramıyor. O yüzden ne yapıyorsan daha farklısını yap.”
Dolayısıyla sana düşen; bu işareti fark edip, anlayıp buna göre de yaşamını güncellemen, o an bir şeyleri daha farklı yapman.
Ama sen bu işaretin şifresini çözmezsen ve bunun yerine can sıkıntısını devam ettirecek başka oyalayıcı şeyler içine girersen, işlerini ertelersen o zaman sinyali almaya devam edersin.
Çünkü bu sinyal senin iyiliğin için geliyor.
Bu sinyali günlerce, haftalarca, aylarca, yıllarca hatta bir ömür alabilirsin.
Dolayısıyla bu duyguya karşı uyanık ol.
Bunu anla ve ona göre adım at.
İRADE formülünde 4 liste olarak adlandırdığım bir yöntem var.
Burada bu yöntemi doğrudan uygulayabilirsin.
Bunun dışında yine UYAN Yöntemi olarak adlandırdığım başka bir yöntem de bu konuda işine yarayabilir.
4 liste yönteminde de anlattığım gibi uzun-orta-kısa vadeli hedeflerin yoksa, bu hedefleri günlük planınla bağlantılı şekilde bir araya getirdiğin sistemle hareket etmiyorsan yani bir rota yoksa önünde o zaman can sıkıntısı bozukluğu konusunda risk grubundasın ne yazık ki.
Bu planlamaları obsesif bir şekilde yapman gerektiğinden ya da aşırı kontrolcü ve mükemmeliyetçi şekilde hareket etmekten bahsetmiyorum.
En azından bir rotanın olması ve o rotadan ilerliyor olduğunu hissetmen lazım.
Buraya kadar anlattıklarımla alakalı senden gelecek bir eleştiriyi tahmin edebiliyorum.
Ben basit yaşamak istiyorum, hırslarım yok.
Anı yaşamak istiyorum. Ne geçmiş ne gelecek… Önemli olan şimdiki zamanı yaşamak değil mi?
Hırslı olmak, hedefler doğrultusunda yaşamak sistemin bir dayatması değil mi?
Daha doğal olan aslında akışa bırakmak, gibi düşünceler aklına gelebilir.
Bu konuda söylenecek çok şey var ama kısaca; doğal hayatta yaşayan bir çiftçi ya da hayvancılıkla uğraşan biri bile aslında doğasına uygun, planlı olarak yaşar.
Mesela bir çiftçi üzerinden düşünelim.
Bir çiftçinin ürünlerini yetiştirmek ve geliştirmekle alakalı yaptığı birçok şey vardır.
Budaması, sulaması, ilaçlaması, hasadı toplaması, işlemesi gibi…
Sabah, öğle, akşam yapması gereken görevler vardır.
Dolayısıyla doğal bir yaşam süren birinin bile öngörülebilir olarak kısa-orta-uzun vadeli hedefleri vardır.
Mesela yaz ayından itibaren kışa hazırlanır, yaz ayı için kıştan hazırlanır. Bahar aylarında da…
Tabii ki bu hedefleri 4 liste yöntemiyle planlamak zorunda değil.
Bunlar bir şekilde doğal akış içinde otomatik olarak görünürdür.
Doğal yaşamın kendi içinde bir ritmi vardır, sen de somut bir şekilde o hayatın içindesin.
O hayat sana zaten doğrudan bir rota çizer.
Dolayısıyla da planlı bir şekilde yaşamak insan doğasına uygundur ve gereklidir.
Öngörebilmek bize güven verir.
Bize güven veren şeyleri devam ettirmek isteriz.
Tabii şu anki modern yaşam doğal hayattan daha farklı bir sistem.
Kurgulanmış bir sistem.
Doğada olmayan birçok meslek, birçok görev var.
Yaptıklarımızın sonuçlarını, kazanımlarını daha uzun vadede aldığımız şeyler yapıyoruz.
Dolayısıyla da bu kompleks yaşamdaki görevdeki bir araya getirmek, dağılmamak ve can sıkıntısı içine girmemek açısından yazarak planlamak, belli bir sistem dahilinde zamanını yönetmek çok önemli ve işini kolaylaştırdığın içinde bir gereklilik.
Böyle bir yol varken neden bunu kullanmayasın ki?
Can sıkıntısı işaretlerini görüyorsan aynı şeyleri yaparak farklı bir sonuç elde edemezsin.
Mutlaka başka bir şeyler yapman lazım.
Özetle can sıkıntısı sorunu kesinlikle çözümlenebilir bir sorundur.
Bu yazıdaki bilgiler çok önemli.
Ben kendi hayatımda bu bilgileri uyguladığım oranda can sıkıntısı yaşamıyorum ama belli kaçaklar olursa, bunları sürekli uygulamazsam, kendi hedefimle temas halinde değilsem ya da bir kopukluk olursa bu can sıkıntısını yaşayabiliyorum.
Bu çok doğal bir şey.
Bunu yaşadığımda bir işaret olarak görüp günün kalanında ona göre planlıyorum ve bu his ortadan kalkıyor.
Bunu sen de yapabilirsin.
Sadece işareti bilmek yeterli değil.
Gerekenleri yaptığın ve bu bilgileri uyguladığın ölçüde bu bilgi senindir.
Konuyla ilgili görüşlerini ve deneyimlerini aşağıdaki yorumlar kısmında paylaşırsan sevinirim.
Can sıkıntısıyla sağlıklı ve verimli bir şekilde sen nasıl başa çıkıyorsun?
Bu konuda pozitif deneyimlerin varsa ek bilgi olarak paylaşabilirsin.
Tekrar görüşmek üzere,
Uzm. Psk. Cem Gümüş