Bilişsel davranışçı terapi nedir?
Bilimsel olarak en çok çalışma yapılan ve şu anda dünyada en yaygın olarak kullanılan terapi yaklaşımlarından biridir.
Bilişsel davranışçı terapi, benim kapsamlı şekilde öğrendiğim ilk terapi yaklaşımıydı.
Hala yeri geldikçe bu yaklaşıma dayanan belli modelleri, yöntemleri kullanıyorum.
Bu arada bilişsel davranışçı terapi şu an ülkemizde en çok eğitimi verilen ve en çok kullanılan terapi yaklaşımıdır.
Bilişsel davranışçı terapinin kelime anlamı nedir?
Terapi yaklaşımlarını anlamak açısından odaklanılan şeyleri fark etmemizde ve tanımamızda yöntemin ismi bize ipucu verir.
Buradaki bilişsel kelimesi düşünmek ve analiz etmekle ilgili noktaları çağrıştırıyor.
Dolayısıyla bilişsel davranışçı terapi dediğimizde terapide düşüncelere ve davranışlara odaklanan bir terapi yaklaşımından bahsederiz.
Bu yaklaşım, psikolojik problemlerin anlaşılması, analizi ve çözümlenmesinde düşüncelere ve davranışlara odaklanmamız gerektiği üzerine kuruludur.
Bu yaklaşıma göre düşüncelerimiz, duygularımızla ve davranışlarımızla doğrudan bağlantılıdır.
Dolayısıyla herhangi bir durumu analiz edebilmek için özellikle düşüncelere ve davranışlara -kontrol ve müdahale edebileceğimiz noktalara- odaklanırsak belli sorunları da çözümleme şansımız olur.
Mesela şu an bu yazıyı okuyarak bilişsel davranışçı terapi ile ilgili bazı bilgileri ediniyorsun.
Eğer canın sıkılmaya başladıysa muhtemelen aklına “Şu an bu videonun konusu beni ilgilendirmiyor, bir terapi yaklaşımı merak etmiyorum. Terapiye de başlamayı düşünmüyorum.” ya da “Bu teknik bir konu galiba, ilgimi çekmiyor. Dolayısıyla bu video benim için yararlı değil.” gibi bir düşünce gelmiş olabilir.
Yazıyı kapatmak isteyebilirsin.
Okumaya devam ediyorsan da muhtemelen aklına “Okumam faydalı olabilir, bu yaklaşımı da merak ediyordum zaten, bir yerlerden duymuştum. Biraz daha bilgi almam iyi olur.” gibi bir düşünce gelmiş olabilir.
O zaman merak duygun uyanır.
Merak duygunun da davranışa yansıması yazıyı okumaya devam etmektir.
Durumun kendisi yazıyı okumak ama hislerin, düşünce ve duyguların farklı.
İşte bilişsel davranışçı terapi de düşünce ve davranışlara odaklanarak duyguları dönüştürerek kişinin kendini daha iyi hissetmesi ve bir şekilde sorunlardan arınması üzerine kuruludur.
Bilişsel davranışçı terapi neredeyse her türlü problemle çalışabilecek belli modellere ve araçlara sahip.
Zaman içinde farklı uzmanlar farklı yaklaşımlarla entegre ederek ortaya koymuşlar.
Dolayısıyla bu yaklaşım standart yönteminin ötesinde farklı uygulama alanları ve farklı türlere de sahip.
Bilişsel davranışçı terapiyi daha iyi anlaman açısından 8 tane başlık üzerinden ana özelliklerini tanıttım.
1. Düşünceler Analiz Edilir
Bilişsel davranışçı terapinin en önemli özelliklerinden biri; yaşadığın duruma eşlik eden düşüncelerini sorgulayıp, analiz edip daha gerçekçi bir hale getirmeye çalışmamızdır.
Düşünceni gerçeğe uygun hale getirmek ve buna göre hareket etmeni sağlamak bu terapi yaklaşımının önemli bir amacıdır.
Düşüncelere yaklaşırken 2 ana noktanın olduğunu söyleyebiliriz.
Aklına gelen düşünceler gerçekçi olabilir ya da aklına gelen düşünceler gerçekçi olmayabilir.
Bunu bir örnek üzerinden anlatayım:
Diyelim ki deprem korkun var ve içinde bulunduğun binada huzursuzsun.
Belli haberler gördükçe, güncel gelişmeler oldukça deprem korkun tetikleniyor.
Bina başıma yıkılacak
Öleceğim
Yakınlarıma, sevdiklerim zarar görecek
Bana zarar gelecek gibi belli korkuların var.
Bu düşünceyi bilişsel davranışçı terapi ile analiz ettiğimizde bu düşüncenin gerçekçi olup olmadığına bakılır.
Eğer içinde bulunduğun bina deprem yönetmeliklerine uygun şekilde inşa edildiyse, sağlamsa ama sen buna rağmen güvende hissetmiyorsan o zaman gerçekçi olmayan bir düşüncen var demektir.
Bu noktada yapılması gereken bu düşünceni daha gerçekçi hale getirmektir.
Terapide daha derinleştikçe bu gerçekçi olmayan düşünceye neden inandığın da işlenir tabii ki ama temel düzeyde öncelikle düşüncenin ne kadar gerçekçi olduğuna bakılır.
Diyelim ki deprem yönetmeliklerine uygun olmayan bir binada yaşıyorsun ve deprem korkun tetikleniyor.
Aklına gelen “Bu binada tehlikedeyiz.” düşüncesi gerçekçi bir düşüncedir.
Böyle gerçekçi bir düşünce varsa ortada somut bir sorun vardır.
O zaman da bu somut soruna uygun kendini güvenceye almak, mevcut problemi çözmeye yönelik belli adımlar atmak gibi davranışlar içine girmek gerekiyor.
Bilişsel davranışçı terapi de eğer gerçekçi düşünceyle karşılaşırsak o zaman mevcut sorunlar karşısında atabileceğin adımlar tartışılır.
2. Psikoeğitime Önem Verilir
Bilişsel davranışçı terapinin diğer özelliği; psikoeğitime önem vermesidir.
Bu terapi yaklaşımında kendi düşüncelerini analiz etme, problemlerine çözüm bulma yolları konusunda belli modeller anlatılır.
Kendini daha iyi tanıman, düşünce ve duygu süreçlerini daha iyi anlaman açısından gerekli bilgiler verilmesine de önem verilir.
Mesela panik bozukluk, panik atakla alakalı belli sorun türlerinde beyninin nasıl çalıştığını, alarm merkezinin işlevini, bedensel hislerinle stres arasındaki ilişkiyi öğrenmek sorunları çözümleme konusunda birçok noktada avantaj sağlıyor.
Hatta panik atakla ilgili olan yazılarımda bilişsel davranışçı terapiden hareketle verdiğim birçok bilgi var.
Dolayısıyla kaygı, depresyon, öfke gibi sorunlarda danışanları yeri geldikçe belli bilgileri alması ve bu bilgileri hayatlarında uygulamalarına da önem verilir.
Tabii ki didaktik şekilde yapılmaz.
Kişinin ihtiyacına göre, mevcut durumuna göre uygun olunan bilgiler küçük küçük paylaşılır.
3. Kendi Kendine Yardım Kapasitesi Geliştirilir
Bilişsel davranışçı terapinin diğer önemli özelliği de; kendi kendine yardım etme kapasitenin geliştirilmeye çalışılmasıdır.
Amaç aslında kendi kendinin terapisti olmandır.
Diyelim ki, topluluk önünde konuşma konusunda belli kaygıların var.
Bu kaygıları terapi sürecinde işledikten sonra belli adımlar atman için teşvik edilirsin.
Daha sonra benzer durumlarla karşılaştığında nasıl başa çıkabileceğin konusunda da kafanda belli modellerin olması amaçlanır.
Terapiste bir bağımlılık geliştirmeden, kendi düşüncelerini kendi kendine analiz etmen, kendini rahatlatman ya da mevcut sorunu çözümleme konusunda, belli adımlar atma konusunda sorumluluk alman beklenir.
Buna yönelik de yeri geldiğinde belli araçlar öğretilir ve bunları öğrendikten sonra da hayatında uygularsın.
4. Ödevler Verilir
Bilişsel davranışçı terapide ev çalışmaları -ödev de diyebiliriz- verilir çünkü terapi dışında kalan zamanını terapi verimliliğini artırmak açısından kaliteli geçirmene önem verilir.
Dolayısıyla seanslar sonrasında kendi düşüncelerini gözlemeye devam etmek, duygularını fark etmek, bunlar üzerinde kafa yormak, seanslarda öğrendiklerini uygulamaya dökme konusunda belli adımlar atmak, yaşadığın noktaları diğer seansa getirip anlatman beklenir.
Birçok psikoterapi yaklaşımı gibi sen de aktif olarak sürecin içindesindir.
Bilişsel davranışçı terapide ev çalışmaları ve ödevler konusu ekstra önemlidir.
Tempolu ve verimli şekilde ilerlemek amaçlanır.
Atacağın adımlar terapi verimliliğini büyük oranda belirler.
5. Şimdiki Zamana Daha Çok Odaklanılır
Bilişsel davranışçı terapinin önemli ve eleştirilen özelliklerinden bir tanesi; başlangıçta şimdiki zaman daha çok odaklanmasıdır.
Mesela depresyon sorunuyla bilişsel davranışçı terapiye başvurduysan depresyonun altındaki bilinç dışı nedenlere ve geçmişine aktif şekilde odaklanılmaz.
Daha çok şimdiki zamanda depresif hissettiren durumlara, yaşam biçiminde güncellenmesi gerekenlere, mevcut sorunlarınla alakalı öncelikle ele alınması gerekenlere odaklanılmaya çalışılır.
Daha sonraki aşamadaysa yavaş yavaş bunlarla bağlantılı olan diğer süreçlere, geçmiş yaşantılarına biraz daha zaman ayrılabilir.
Temelde şimdiki zamandaki sorunlarının analizi ve dönüştürülmesi önceliklidir.
6. Hedef ve Problem Odaklı Çalışılır
Bilişsel davranışçı terapinin önemli bir özelliği de hedef odaklı çalışılmasıdır.
Belli hedefler somut şekilde belirlenir ve bunlara ulaşılmaya çalışılır.
Ucu açık bir şekilde kendini keşfetme gibi bir beklentiyle bilişsel davranışçı terapiye başlanmaz.
Pek uygun bir hedef değildir.
Diyelim ki öfke kontrol sorunların var.
Bu yaklaşımla hedef olarak kendini kendini rahatlatabilmek, o işaretleri fark edebilmek ve kendini daha uygun şekilde ortaya koyabilmek belirlenebilir.
Erteleme sorunların varsa buna eşlik eden düşünceleri anazli edip dönüştürmeye ve belki belli alışkanlıklar kazanmak, zamanı organize edebilme gibi belli becerileri kazanmaya odaklanılır.
Bir nevi şu anda popülerleşen yaşam koçluğu temelini bilişsel davranışçı terapiden de almıştır.
Sadece yaşam koçluğunda çok fazla geçmiş yükü olmayan, güncel hayatını biraz daha kaliteli hale getirmek isteyen kişilere uyarlanması şeklindedir.
Bilişsel davranışçı terapiyle hedef odaklı olma gibi benzer noktaları vardır.
7. İşbirliğine Dayalı Açık Bir Süreçtir
Bilişsel davranışçı terapinin diğer bir özelliği de işbirliğine dayanan bir sürecin olmasıdır.
Bir nevi ortak projede çalışan ekip elemanları gibi aktif bir pozisyon vardır.
Hedefler açık şekilde belirlenir.
Bu hedeflere ulaşma konusunda da neler yapılabileceği iç görü ve uygulamaya dökmek için ele alınıp işlenir.
Kendini terapiste bıraktığın, ucu açık, mistik bir süreç yoktur.
Bunun da arkasındaki amaç, odaklanılarak gidildiğinde çok daha hızlı ve verimli şekilde belli hedeflere ulaşma şansı vermesidir.
8. Yapılandırılmış Bir Formata Sahiptir
Bilişsel davranışçı terapinin önemli diğer özelliği; seansların ve genel terapi sürecinin yapılandırılmış bir formata sahip olmasıdır.
Diğer terapi yaklaşımlarında da vardır ama bilişsel davranışçı terapide seansın yapısı biraz daha önemlidir.
Seansa başlarken o haftanın değerlendirilmesi, varsa ev çalışmalarının kontrol edilmesi, o günkü seansın gündeminin belirlenmesi, sonra o gündemin konuşulması, seans sonunda özetlenmesi ve belli ev çalışmalarının belirlenmesi gibi belli aşamaları vardır.
Bu aşamaların da amacı, sürecin tempolu ve nispeten daha kısa sürede sonuca ulaşmaktır.
Bilişsel davranışçı terapide yıllarca süren terapi süreci yoktur.
Ortalama 5-6 ay gibi -mevcut sorun türüne göre daha uzayıp kısalabilir- daha kısıtlı bir süreçtir.
Bilişsel davranışçı terapinin yapılandırılmış bir formatı olduğu için nispeten diğer yaklaşımlara göre biraz daha kolaydır.
Dolayısıyla yeni terapist adaylarının eğitimler alarak hızlı br şekilde bilişsel davranışçı terapist olmaları mümkündür.
Hızlı şekilde öğrenilip uygulanabildiği için de hem dünyada hem ülkemizde oldukça yaygındır.
Aynı zamanda yapılandırılmış formatta olduğu için bilimsel çalışmaların doğasına da uygun bir terapi yaklaşımıdır.
Ne kadar çok bilimsel çalışma yapılırsa terapi yaklaşımının etkinliği o kadar çok kanıtlanabilir.
Bundan dolayı da bilişsel davranışçı terapi birçok üniversitede yüksek lisans, doktora eğitimlerinde genelde tercih edilen bir yaklaşım olduğunu söyleyebilirim.
Öğrenilmesi nispeten kolay olsa da belirli karmaşık, zorlayıcı, dirençli problemlerde standart terapi yaklaşımlarındaki modeller yetersiz kalabiliyor.
Dolayısıyla da bilişsel davranışçı terapi içinde de daha dirençli durumlarla başa çıkma konusunda ileri düzey eğitimler verilir.
Hatta başka terapi yaklaşımlarından modeller de entegre edilerek çalışılabiliyor.
Bilişsel davranışçı terapinin en etkili olduğu sorun türleri için depresyon ve kaygı problemleri diyebilirim.
Bunun dışında tabii ki farklı tür sorunlarla da çalışılabiliyor.
En çok eleştirilen noktalarından biri de yapılandırılmış formatı, şimdiki zamana daha çok odaklanması, düşüncelere daha çok önem verilip zihin düzeyinde kalma riskini taşıma nedeniyle daha derinlikli, özellikle çocukluk dönemindeki belli travmaları işleme konusunda çalışmalar için bazı dezavantajlara sahip olabilmesidir.
Deneyimli bir bilişsel davranışçı terapist özellikle bilinç dışındaki işlenmesi gereken travmalar için standart yöntemleri kullansa da ustaca bir manevra yapabilir.
Ama özellikle de deneyimsiz, yaklaşımı yeni öğrenen terapistlerin daha motamot şekilde yapıya odaklanarak, duyguları biraz ihmal ederek çalışma eğilimleri olduğu için standart bilişsel davranışçı terapi ile kompleks sorunları çözümlemesi daha güç olabiliyor.
Bu yüzden de bu tür sorunlarla karşılaşıldığında bilişsel davranışçı terapistin hem süpervizyon alması hem de ek eğitimlerle farklı tür yaklaşımları da danışanlarının ihtiyaçlarına göre entegre edebilmesi gerekir.
Bunu sağladığı oranda terapist danışanına verimli şekilde yardımcı olabilir.
Ben kendi adıma bilişsel davranışçı terapiyi öğrendikten sonra gestalt terapiyi, pozitif psikoterapiyi ve EMDR terapisini eklemeye ihtiyaç duymuştum.
Böylelikle daha bütünsel bir şekilde birçok sorun türüne cevap verebilme şansım olabildiğini gördüm.
Konuyla ilgili görüşlerini yorumlar kısmında paylaşırsan sevinirim.
Uzm. Psk. Cem Gümüş