ÖZET
- Ezik gibi görünmemeye çalıştıkça buna neden olabilecek işaretlere odaklandıkça eziklik psikolojisi devam eder.
- Çünkü bu durumla savaştıkça bu konuyu gündemde tutarsın ve gündemde tuttukça gerginlik oluşur.
- O gerginlik de daha sonra performansını düşürür.
- İçine girdiğin bu kısır döngü de eziklik psikolojisini devam ettirir.
- Eziklik takıntısı diyebileceğim bu sorundan kurtulma konusunda kendini nasıl bir durum içine soktuğunu anlaman açısından hazırladığım özel videoyu izleyebilirsin.
Eziklik psikolojisi içindeysen ne yaparsın?
Verdiğin izlenime çok odaklanırsın.
Nasıl görünüyorum,?
Elim, ayağım, sesim nasıl?
Özgüvensiz görünüyor muyum?
Karşı taraf karşısında altta kalıyor muyum?
Etkileyici bir imaj çiziyor muyum?
Nelere dikkat etmem gerekiyor? Ezik gibi görünmemek için nasıl açık vermeyebilirim? diye düşünüyorsun.
Hatta, Eziklik işaretleri nelerse bunları öğreneyim ki yapmayayım, diye yazılar okumuş, videolar izlemiş olabilirsin.
Çünkü muhtemelen diğerlerinin seni sevip saygı duymasını istiyorsun ve bu onayı alamazsan kendine duyduğun sevgi, saygının da olamayacağını hissediyorsun.
Ancak burada gözden kaçırdığın önemli bir şey var.
Bu yazıda bu konuya farklı bir açıdan bakıp ezik görünmemek için yapmaya çalıştığın şeylerin neden eziklik psikolojisini devam ettirdiğine değindim.
Eziklik psikolojisinden kurtulmaya odaklandıkça yani ezik görünmemeye çalıştıkça, bununla savaştıkça bu psikoloji gündemde kalmaya devam eder.
Bir nevi ateşi söndürmek isterken odun atıyorsun.
Aa bak kambur duruyorum, sesim güçlü çıkmıyor, muhabbette çok pasif kaldım, gibi şeylere o an odaklandığında hemen bunları yapmamaya çalışıyorsun.
Ama o zaman da akış bozuluyor ve kendine daha çok odaklanıyorsun.
Ezik görünme kaygısı arttıkça performansın da düşüyor.
Sonra da bu gerginlik dışa yansıyabilir ve kendini pasif/ezik birisi olarak görmene neden olabilir.
Bu bir nevi kısır döngüdür.
Eziklik algısı yaratmamaya çalıştıkça bu durum içine daha çok çekilmeye başladığını fark edersin.
Kırkayağa, “Hangi ayağını önce atıyorsun?” diye sormuşlar. O da ayaklarına dikkatini verince takılıp düşmüş.
İşte sen de “Acaba ayaklarımı doğru atıyor muyum? Nasıl görünüyorum?” diye düşündükçe benzer bir duruma düşüyorsun.
Peki ne yapabilirsin?
Değişimin paradoksal bir yanı vardır.
Bir şeyi değiştirmek istiyorsan önce var olanı kabullenmen ve var olanı sevmen gerekir.
O yüzden “Ezik görünmene neden olan işaretler listelerindeki gibi mi davranıyorum?” diye düşünmek yerine meraklı bir zihniyetle akışa bırakmayı öğrenmen gerekir.
Uzm. Psk. Cem Gümüş
