Bir yetişkin olarak çocukluk dönemine nasıl yaklaşabilirsin?
Şu da bu yazıyı okuduğuna göre çocukluk döneminin öneminin farkında olduğunu düşünüyorum.
Son zamanlarda da televizyonda çocukluk dönemini merkeze alan ve ilgiyle izlenen birçok yapım olmaya başladı.
Dolayısıyla çocukluk döneminin hayatının birçok alanında önemli etkileri olduğu bilinen bir gerçek.
Bu noktada “Tespit güzel de şu yaşımda çocukluktan gelen etkiler konusunda ne yapabilirim? Bunu netleştirmeye ihtiyacım var.” diye düşünüyor olabilirsin.
Bu yazıda senin için hazırladığım 3 aşamalı yol haritasını öğrenerek çocukluğundan gelen etkilerin yetişkinlik yaşamına yansıması konusunu biraz daha netleştirebilirsin.
Çocukluktaki dezavantajlar yüzünden bunun neden önemli olduğunu ve neden kırılgan olduğunu anlattığım bir yazım var.
O yazıda da anlattığım gibi yapman gereken şey; henüz hazır olmadığın yaşlarda yaşadığın deneyimler işlenmemiş olarak kaydedildiyse; bunların şu anki yaşamına yansımalarını geriye dönüp bir şekilde işlemen ve güncel hayatında, kendinde geliştirmen gereken noktaları, o dönemden gelen eksiklikleri tespit edip kendini geliştirmen, güçlendirmen gerekiyor.
Bu kulağa hoş gelen bir şey ama o kadar da kolay bir iş değil. Nasıl olabilir?
Positum bakış açısını anlattığım konuşmamda da belirttiğim gibi elde olanlara odaklanarak başlayabilirsin.
Bunu kolaylaştırabilmek için de 3 aşamalı yol haritasına geçelim;
1. Var Olan Pozitif Katkıların Fark Edilmesi
1. aşamada sahip olduğun pozitif ve güçlü özelliklerini düşünmen gerekiyor.
Geçmişteki deneyimleri düşünürken genelde yapılan hata; kusurlu ve hatalı olan tarafa odaklanmak oluyor.
Tabii ki negatiflere daha kolay odaklanan bir yapımız var ve bu eğilimle birlikte daha negatif olanlar görünür oluyor.
Ama bunun belli dezavantajları var.
Kendini kurban gibi hissetmeye başlıyorsun.
Gücünü yetersiz görüyorsun.
O zaman da sorunlar daha bunaltıcı geliyor.
Dolayısıyla sahip olduğun güçlü özellikleri fark ettikçe kendini daha güçlü hissetmeye başlarsın ve aynı zamanda da geçmişe biraz daha dingin, biraz daha nötr bakma şansın olabilir.
Geçmiş yaşantılarından dolaylı ya da doğrudan öğrendiğin belli şeyler var.
Doğrudan öğrendiklerine örnek olarak;
Belki de annen-baban duygusal anlamda çok da sıcak değillerdi ama çalışkan, disiplinli ve azimli olmaları gibi belli güçlü özellikleri vardı.
Bunlar da senin doğrudan öğrendiğin ve senden beklenen özelliklerdi.
Ya da belki de çok fazla akışına bırakan tarzda ebeveyn ile büyüdüğün için bu özelliğin gelişti.
Tüm bu özelliklerin kendi hayatında, ilişkilerinde, kariyerinde birçok avantajı vardır.
Doğrudan öğrendiklerinin yanında dolaylı olarak öğrendiklerin de var.
Bu geçmişte yaşadığın deneyimler sana doğrudan yapman gerekenleri demedi belki ama sen o şartlar içinde geliştirmen gereken şeyleri fark edip geliştirmişsindir.
Mesela anne-baban sorumluluk bilincine sahip değillerdi ve kendi sorumluluklarını da maddi- manevi senden bekliyorlardı.
Bu noktada da belki erken yaşta sorumluluklar almaya başladın.
Kendi ayakların üzerinde durmaya başladın.
Tüm bunlarla birlikte de organize olma becerilerin gelişmiş olabilir.
Duygularına karşı daha kontrollü yaklaşabilmek, ihtiyaçlarını kenarda tutabilmek ve daha iş bitirici bir şekilde yapmaya odaklanmak şeklinde bazı beceriler geliştirmiş olabilirsin.
Bu beceriler de şu anki hayatında ihtiyaç duyduğun güçlü özelliklerdendir.
2. Eksikliğini Hissettiğin Noktaların Belirlenmesi
Yetişkin olarak çocukluk dönemine yaklaşırken 2. aşamada yapacağın şey; eksikliğini hissettiğin noktaları belirlemendir.
Geçmişteki deneyimlerinin sana kattığı belli pozitif yönlerinin olduğundan bahsettik.
Bu aşamada da eksik olan, şu anki yaşamına yansıyan ve bu yansımalarla birlikte sıkıntı hissetmene neden olan özellikleri fark etmen lazım.
Bazı pozitif özelliklerin gölgede bıraktığı belli sorunlar ve özellikler olabiliyor.
Mesela çalışkanlığı ve disiplini öğrenen biri ilişkiyle alakalı belli becerileri ihmal edebiliyor.
Dolayısıyla gölgede kalan konular da dahil olmak üzere kendinde geliştirmeye ihtiyaç duydukların, yaşadığın eksikliklerin üzerinde kafa yorman lazım.
Bunları yapabilmek için de birçok yol var.
Aklına gelenler için doğrudan liste yapabilirsin.
Ya da oturup gözlerini kapa ve yaşadığın sıkıntılara sahip olmayan birisini ya da bu sıkıntılarla karşılaştığında bunları etkili bir şekilde çözebilecek, ideal özelliklere sahip birisini düşün.
Sonra da bu kişilerin özelliklerinin neler olduğunu listele.
Burada bir konuda uyarıda bulunmak istiyorum:
Listelediğin şeyler şu anki yaşamında yapabileceklerin olmalıdır.
Mesela şunları listeye eklemek yanlış olur;
Yurtdışında, insanlara daha önem verilen yerde doğardı.
Varlıklı bir ailede doğardı.
O yüzden yapılabilecek ve geliştirilebilecek özellikleri yazmalısın.
3. Eksiklikleri Telafi Edecek Yeniden Ebeveynlik
Yetişkin olarak çocukluk dönemine yaklaşırken 3. aşamada yapacağın şey; sahip olduğun özellikleri kullanarak ve eksik tarafları geliştirerek kendine karşı nasıl ebeveyn olabileceğin üzerinde kafa yorman lazım.
Psikolojide kendine ebeveynlik yapmak, yeniden ebeveynlik denen kavram vardır.
Bu yeniden ebeveynlik kavramı; anne-babanın yaptığı ebeveynlikteki eksik kalan noktaları tamamlama yönündedir.
Anne-babanın yetersiz kaldığı yerlerde destek figürleri babaanne, anneanne, dede, amca olabiliyor.
Başka güçlü bir figür gelir, çocuk için de önemli bir rol model olur ve yaşadığı sıkıntılar konusunda destek olur.
Benzer bir mantıkla kendine karşı, içindeki çocuğa karşı böyle bir ebeveyn olmandan bahsediyorum.
Yaşamını bir kitap gibi düşünecek olursak kitabın ilk sayfalarında kalem belki de senin elinde değildi. Sana bakım verenlerin elindeydi daha çok.
Ama artık kalem büyük oranda senin elinde.
Dolayısıyla kalemin elinde olduğunu fark edip eksik ve geliştirmen gereken noktalara karşı uyanık olman lazım.
Açıkçası anne-baba olan kişiler de çocuklarına karşı da kendi içsel çocuklarına ebeveynlik yapacak şekilde yaklaşırlar.
“Ben çocukluğumda görmedim ama kendi çocuğuma öyle şeyler yaşatmayacağım. Onu daha özgür bir ortamda yetiştireceğim. Ona daha saygılı olacağım. Kendi anne-babam gibi olmayacağım. Kariyer hedeflerini kendisinin belirlemesi için uygun ortam sağlayacağım.” gibi belli kararlar alırlar.
Bu da yansıtmalı-özdeşim dediğimiz bir savunma mekanizmasına dayanıyor.
Kendi çocukluk hallerini çocuklarında görüyorlar.
Duygularını, ihtiyaçlarını çocuklarına yansıtırlar.
3. aşamayla birlikte kendine yeniden ebeveynliği bilinçli bir şekilde yaparsan çok daha verimli olarak içindeki çocuğu besleyip desteklemen mümkündür.
Özellikle daha uzun soluklu, derinlikli çalışmalarda da yaptığımız şey içindeki çocuğa yeniden ebeveynlik yapmandır.
Yaşın eğer bir anne-baba olacak yaşta değilsen, ergenlikteysen, genç yetişkinlikteysen de bir abla-abi gibi görebilirsin.
Yani ne olursa olsun, adına ne dersek diyelim içindeki çocuğun hoşgörülü, şefkatli bir figürle ilişki kurduğunu ve destek aldığını gözünde canlandır.
Oradaki çocuğun da ihtiyaçlarına uygun şekilde hareket etmeye niyetlen.
Bunu 2 şekilde yapabilirsin.
Bunlardan ilki; içindeki çocuk gündelik hayatta sahip olduğu güçlü özelliklerle hareket ettiğinde onu takdir et.
Mesela kendine de ki:
“Aferin bana, gerçekten iyi bir iş çıkardım. Burada yapılması gerekeni yaptım. Güçlü özelliklerim var ve bu güçlü özelliklerimi geçmişte yaşadığım deneyimlere borçluyum. Ne kadar üzülsem, kırılsam, incinmiş olsam da o deneyimler sayesinde bu güçlü özelliklerimi edindim. İyi ki bu özelliklerim var.”
Ya da bir şekilde içindeki eksik kısımları fark edip içindeki çocuğa rehberlik, koçluk etmen gerekir.
Mesela içindeki çocuk erteleme alışkanlığını edinmiş durumda.
Kendisi için iyi olacak şeyleri yapmıyor. Bu noktada da irade becerisini geliştirmesi gerekiyor.
İşte sen içindeki çocuğa destek olan güçlü bir figür olarak bu erteleme konusunu gündemde tutup daha iyi organize olmasını sağlaman, tüm süreçte onu motive etmen, küçük adımlarla adım atmasını sağlaman gerekiyor.
Öte yandan karşı tarafı kötü hissettirerek, eleştirerek destekleme yolu da var.
“Eğer kötü hissederse gaza gelir ve bir şekilde motive olur.” gibi bir beklenti olabiliyor.
Bu da zaten geçmişten gelen sahip olduğun bir kalıp olabilir.
Ama ben şöyle bir koçtan, destekleyici figürden bahsediyorum;
Karşı tarafın birickliğini kabul eden
Onun kendi hızında gelişmesi gerektiğinin farkında olan
Hoşgörülü, anlayışlı ve güçlü bir figür
İçsel konuşmalarında da daha şefkatli bir tonda kendine yaklaşman gerektiği anlamına geliyor.
Yapamadıkların, zorlandığın konular olabilir.
Fark ettiklerini uygulamaya dökerken epey zorlanmış olabilirsin.
O noktada özellikle desteğe ve motivasyona ihtiyacın var.
Bu süreçte yalnız da değilsin.
Yakın çevrenden destek alabilirsin.
Belki yapılması gereken bazı şeyler için onları delege edebilirsin.
Bu konuda belki de “Ben her şeyi kendim hallederim.” gibi bir kalıbın da olabilir.
Bu da hem güçlü olan belli özelliklere sahip olmanı sağlamış olabilir hem de kendinde geliştirmen gereken bazı beceriler olabilir.
Bunun farkında olarak hareket edebilirsin.
Buraya kadarki 3 aşamalı yol haritası basit ama toparlayıcı olması açısından da mantıklı.
Bunu uygulamaya dökmek tabii ki yazıldığı kadar kolay değil.
Bu bir yolculuk. Bu yolculukta bazen çok bunalmış hissedebilirsin.
Kendi kişisel hayatımda da bunun farkındayım.
İşlenmemiş travmaların o kadar fazlaki belki de sadece düşünmek bile bunaltıcı hisselere kapılmana neden oluyor.
Belki de nereden başlayacağını bilmiyorsun.
Eğer böyle bir durum varsa ya da bunalmıyor olsan bile içindeki küçük çocuğa nasıl destek olacağını bilemiyorsan, bir yerlerde tıkandıysan, alternatif çözüm yollarını bulmakta zorlanıyorsan, bir şeylerin artık daha farklı olmasını istiyorsan ve zaman kaybetmek istemiyorsan terapi desteği almanı özellikle öneririm.
Birkaç seanslık çalışma için bir uzmana başvurabilirsin.
Uzm. Psk. Cem Gümüş