Depresyonun önemli 5 bilinç dışı nedeni nedir?
Depresyonun biyolojik, psikolojik, çevresel birçok nedeni olduğunu daha önceki Depresyonun Nedenleri yazısında anlatmıştım.
Bu yazıda depresyonun altındaki bilinç dışı nedenlerin neler olduğu konusuna değindim.
Aslında depresyon, sana yolunda gitmeyen bir şeylerin olduğunu gösteren işarettir.
Bu açıdan düşünerek depresyona bir hastalık gözüyle bakmadığımı söylemek istiyorum.
Terim olarak böyle bir şey kullanılabiliyor ama depresyona hastalık olarak baktığın müddetçe bu sorun daha sonra da tekerrür edebiliyor.
Depresyon, bünyenin senin için verdiği bir mesajdır.
“Yolunda gitmeyen, işlemen ve çözümlemen gereken bir şeyler var. Bunları fark et ve çöz.” diyen seslerdir.
Tabii ki burada biyolojik kaynaklı depresyonu kenara koyuyorum.
Hatta biyolojik kaynaklı depresyon da “Bedensel olarak çözümlenmesi gereken bir şeyler var.” diyen işarettir.
Ama bu yazıda seninle özellikle paylaştığım noktalar; psikolojik ve çevresel kaynaklı depresyonun arkasındaki bilinç dışı nedenlerdir.
Depresyonu bir yaranın acımasına benzetebiliriz.
Diyelim ki düştün ve bir yerin incindi, yaralandı. O yaralanan yer acır ve moralini bozar.
Bu acı ve moral bozukluğu aslında o yaraya daha özenli yaklaşmanı, pansuman yapmanı, temiz tutmanı ve o yara yerini bir yerlere çarpmamanı sağlar.
Böyle dikkatli yaklaşınca da yara önünde sonunda iyileşir ve moral bozukluğu da ortadan kalkar.
Yani aslında o acının kendisi bir sorun değil.
O acı, yarayı kapatmak için bu konuya özen göstermeni ve konuyu ciddiye almanı sağlıyor.
İşte aynı şekilde bilinç dışında da bazı tamir edilmemiş, onarılmamış belli yaralar var.
Bu iyileşmemiş, enfeksiyon kapmış yaraları akışa bıraktığında da kendiliğinden iyileşmiyor.
Nasıl ki orta kulak iltihabı olduğunda akışa bırakırsan o iltihap büyüyüp ciddi sorunlara neden olacağı için bir antibiyotik kullanmak gerekiyor; aynı şekilde bilinç dışında enfeksiyon kapan yaralar da iyileştirilmezse yaşamının birçok alanına yayılıp yaşam kalitende kalıcı hasarlar bırakabilir.
Bu yazıda da bir travma terapisti olarak günlük çalışmalarımda da sıklıkla karşılaştığım depresyonun 5 tane ana bilinç dışı nedenini sana anlattım.
Bu nedenleri anlayarak kronik bir şekilde devam eden depresif hislerin konusunda çok önemli adımlar atma şansın olabilir.
O yüzden yazıyı sonuna kadar okumanı öneririm.
1. İşlenmemiş Travmalar-Kayıplar:
Depresyonun arkasındaki bilinç dışı nedenlerin başında işlenmemiş travmalar geliyor.
Özellikle de kayıp yaşantıları…
Sevdiğin birini kaybetmek, ilişkini bitirmek, boşanmak, ayrılmak, iflas etmek, sağlığını kaybetmek, bir uzvunu kaybetmek ve beraberinde getirdiği sorunlar depresyonun önemli nedenleridir.
Bu kayıp yaşantılarının getirdiği eksikliği de daha sonra telafi etmediysen, yaşam kaliten sarsıldığında bunu telafi edecek adımları atmadıysan o noktada depresif hisler beraberinde gelecektir.
Çünkü bu hisler sana bir boşluk olduğunu, bir şeyler yapman gerektiğini söylüyor.
2. Erken Dönem İhmali:
Depresyonun bilinç dışı düzeydeki diğer önemli nedeni de; erken dönemde, çocukluk döneminde ihmal travmaları yaşamaktır.
Duygusal ihtiyaçlarının karşılanması kişilik gelişimi açısından çok çok önemli.
Bu ihtiyaçlar yeterince karşılanmadığında hayattan aldığın doyum, keyif de azalmaya başlıyor.
Yetişkinlik çağında da daha önceden gelen bu alışkanlıklar devam ediyor.
Anne-babandan çeşitli nedenlerden dolayı bir şekilde ayrı kaldıysan -boşanma, hastalık, çalışma durumu gibi nedenler- ya da anne-baban var ama duygusal olarak yoklarsa; yeterli ve değerli hissetmek, seviliyor ve takdir ediliyor olmak, onaylanmak gibi ihtiyaçların yeterince karşılanmadıysa, ihmal edildiyse hatta engellendiyse o zaman bu çocukluk dönemindeki travmalar da depresif bir alt yapıyla yetişmene neden olabilir.
Düşün; çocukken belli ihtiyaçların var ama bunlar karşılanmıyor.
İstiyorsun karşılanmıyor; bekliyorsun karşılanmıyor.
Bir şekilde işaret verdiğini, ifade ettiğini düşünüyorsun, -ki doğal olarak çocukken bunu dolaylı olarak yapıyorsun- hissettirmeye çalışıyorsun ama karşılık alamıyorsun.
Önünde sonunda da bazı kişiler pes eder, kendi içlerine döner ve istememeyi öğrenirler.
Artık bu ihtiyaçlarının arkasında durmayıp kendi kendilerine halletmeye çalışırlar.
O zaman da kopuk bir bağlanma stili oluşur.
Bu kopuk bağlanmayla birlikte de yaşamdan aldığın doyum azalmaya başlıyor.
Çünkü her şeyi kendi kendine karşılayamazsın.
Diğer insanlara da ihtiyaç var; onlardan da beslenebilmen önemlidir.
Ama o travmalar, yaralar nedeniyle “istiyor olmak” tatsız olduğu için, hayal kırıklıkların olduğu için, çok dolu olduğun için artık istememeyi öğrenmişsindir.
Bu alışkanlıklar da daha sonra hayatını daha ortalama, kısıtlı, kendi potansiyelini ortaya çıkaramadığın şekilde dizayn etmene neden oluyor.
3. Yetersizlik Şeması:
Depresyonun arkasındaki önemli bilinç dışı nedenlerden biri de; yetersizlik-güçsüzlük şemasıdır.
Şema dediğimiz şey aslında hayata bakış açısı, paket program şeklindeki düşünce yapılarıdır.
Kendi içine dönüp baktığında kendini yetersiz, güçsüz, başarısız olarak görüyorsan, kendini başkalarıyla karşılaştırıp onlardan daha geride olduğunu düşünüyorsan, bu geride olma hali için de bir şey yapamayacağını, bir şekilde kendini geliştirebileceğin noktalar olmadığını düşünüyorsan bu durum içten içe enerjini düşürür ve seni depresif hissettirir.
Bilinç dışı düzeyde yetersizlik, başarısızlık bakış açısıyla baktığında hayallerini de törpülersin.
Daha ortalama hayaller kurarsın.
Hayallerinde belli zorluklarla karşılaştığında da bu zorluklarla başa çıkamayacağını düşünürsün.
Beceremeyeceğini düşünürsün.
Erken pes edersin.
Böyle olduğunda da seni güçlü, yeterli hissettirecek kaynaklardan yeterince istifade edemeyeceğin için zamanla bu hisler birikir ve tükenmeye başlarsın.
Kuru hissedersin kendini.
Kuru hissetme hali de beraberinde depresif duyguları getirir.
Depresif duygular da sana “Daha farklı yaklaş, göremediğin şeyler var.” der.
Ama tabii ki sen bu mesajın şifresini iyi çözemezsen ve kendini şemalara bırakırsan bu durumlar aynı şekilde tekrar eder.
4. Değersizlik Şeması:
Depresyonun arkasındaki diğer bir bilinç dışı neden; değersizlik şemasıdır.
Kendine değersiz, kusurlu gibi bakmak…
Ben değersizim.
Kimse beni sevmez.
Biri beni yakından tanırsa sevilmeyecek birisi olduğumu anlar.
Kendi özümde kötüyüm.
Mutluluğu hak etmiyorum gibi kalıpları geçmiş yaşantılarla birlikte içselleştirdiysen ve kendine böyle bakmaya alışkınsan o zaman kendin için iyi olan şeyleri yapmazsın.
Çünkü hak etmediğini düşünürsün.
Bilinç dışı düzeyde kendini sabote etmeye başlarsın.
İlişki seçimlerin, hayatta attığın adımlar seni zor durumda bırakır.
Günün sonunda “Ben kendime zarar verecek şeyler yapıyorum. Aslında kendimi sevmiyorum, kendime şefkatli yaklaşmıyorum.” dersin.
Ama bunu görmene, demene rağmen adım atmıyorsan, bakış açını, şemanı gözden geçirmiyorsan, konuyu ciddiye alıp çözmeye çalışmıyorsan, kendine daha objektif yaklaşıp pozitif noktalarını görmeye niyetlenmiyorsan o zaman bu negatif hisler seni içine çeker.
Modunu düşürür, moralini bozar.
Yaşam kaliteni kısıtlar.
İçindeki bir ses de sana; “Bak burada bir sorun var. Bu iyi bir işaret değil. Bunları düzelt.” der.
Ama sen düzeltmeyip aynı şekilde devam ediyorsan o zaman da depresyon gelir.
Bir nevi seni durdurmak, “titre ve kendine gel” diyen bir ses için aslında depresyonu yaşıyorsun.
O yüzden de “değersizim” düşüncesi de çok sık çalıştığımız depresyonun arkasındaki önemli bir bilinç dışı nedendir.
5. Çaresizlik Şeması:
Depresyonun arkasındaki 5. bilinç dışı neden de; çaresizlik şemasıdır.
Hayata karamsar şekilde bakmak, en kötü senaryoları düşünmek, her an kötü bir şey olabileceğini, sıkıntılı bir duruma girersem en kötüsünün başına geleceğini düşünmek…
Hal böyle olunca da sürekli diken üstünde hissedersin.
Güvensizlik duyguları yaşarsın.
Diğer insanlara şüpheci yaklaşabilirsin.
Dolayısıyla da zorluklarla başa çıkmak, zorluklar karşısında kendini motive edebilmek, daha pozitif bakabilmek, elde var olan noktalara şükredip buradan hareketle kendini iyileştirmek, belli sorunları çözebilmek için ihtiyaç duyduğun o enerjiyi hissedemezsin.
Çünkü “Ben zaten çaresizim, yapamam. Ben bir kurbanım. Mağdurum.” gibi baktığın için içten içe kendini tüketiyorsun.
Şuna benzer; bir havuz var.
Havuza suyu dolduruyorsun ama bir türlü dolmuyor. Böyle olunca da çaresiz hissetmeye başlıyorsun.
Halbuki havuzda birkaç kaçak olduğu için dolduramıyorsun.
İşte geçmişten gelen öğrenilmiş karamsar bakış açısıyla birlikte çaresizlik bakış açısına da alıştığın için zor durumlarda da karşılaştığında da aslında benzer şekilde hareket edersin.
Mesela özellikle salgın hastalık gibi belli durumlarda ya da hayatında belli kriz dönemleri olduğunda bu çaresizlik hissi seni çok fazla sıkıştırabilir.
Önünde sonunda kendini o kadar tüketirsin ki kendi kabuğuna çekilme, kendine yönelme ihtiyacı duyarsın.
Bir nevi artık havuza su doldurasın gelmez.
Doldursan da bir şey değişmiyor gibidir.
İşte o zaman da depresif hissetmeye başlarsın.
Bu depresif hisler “Bir şeyleri daha farklı yap.” demeye çalışıyor.
Bu yazıda anlattığım 5 bilinç dışı nedeninin eğer kendinde de olduğunu hissediyorsan, biri bile sende varsa; şu anda ya da daha sonraki zamanda depresyona girmeye yatkın olduğunu sana söyleyebilirim.
Bu noktada aslında bu yaralar kendiliğinden iyileştirilebilecek türde yaralar değildir.
Dolayısıyla eğer bunların kendinde var olduğunu hissediyorsan bu konuyu ciddiye almanı öneririm.
Burada sana illaki terapi al demiyorum. Böyle bir zorunluluğun yok aslında.
Zorunlu olan ve kesinlikle önereceğim şey; bunun üzerinde kafa yorman ve bir arayış içine girmendir.
Kendi kendine bunları nasıl toparlayabileceğini ve telafi edeceğini düşünmen, kendini gözlemlemen önemli.
Belli kitaplar okuyabilirsin.
Şu anda okuduğun tarzda yazılar okumaya devam edebilirsin, videolar izleyebilirsin.
Hatta kişisel gelişimini daha organize şekilde devam ettirebilmen için UYAN Yöntemi olarak adlandırdığım yöntemi ilgili yazıda okuyup öğrenebilirsin.
Özetle bu duyguları, etkenleri ciddiye almanı ve gereknleri yapmanı tavsiye ederim.
Eğer ki kendi başına yapmakta zorlanırsan ve daha hızlı ilerlemek istersen EMDR gibi yaşantısal bir terapi yaklaşımından bir uzmana danışarak faydalanabilirsin.
Konuyla ilgili düşüncelerini, görüşlerini, eklemek istediğin noktaları, deneyimlerini aşağıdaki yorumlar bölümüne yazarsan sevinirim.
Uzm. Psk. Cem Gümüş