EMDR (Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme) gibi bir travma terapisi ile geçmişte yaşadığın olaylara geri dönüp bu travmaları işleme ve bunlara karşı duyarsızlaşma fikri seni korkutuyor olabilir.
“Ya bu travmalara karşı duyarsızlaştığımda deneyimlerime de duyarsızlaşırsam?” şeklindeki belirli konular aklını karıştırıyor olabilir.
Bu yazıda travmalara karşı duyarsızlaşma ile ilgili aklına takılan soruları cevapladım.
Soru 1: Duyarsızlaştırmayla duygularımı bastırmaya, affetmeye mi zorlanacağım?
“Sorun yaşadığım kişiye çok kızgınım, beni çok kırdı ve hayal kırıklığına uğrattı. Onu affetmek istemiyorum. Eğer terapiyle birlikte bu duyarsızlaşma çalışmasını yaparsak o zaman onu affetmek zorunda mı kalacağım. Ben bunu istemiyorum. Bu duygularımı bastırmak istemiyorum.”
Travma terapilerinde hatta genel olarak terapi yaklaşımlarında önemli bir prensip vardır. Herhangi bir olayla alakalı yaşadığın duyguları doğal olarak yaşamak.
Amaç, ne hissetmen gerekiyorsa onu hissetmeni sağlamaktır.
Bu kişi annen, baban, eşin, çocukların, arkadaşların olabilir. Sana bilinçli olarak zarar verici davranışın içine girdiyse, bu konuda duyarsızsa ve sorunlu davranışlarına devam ediyorsa bu noktada bu kişiye olumsuz duygular hissetmen gayet doğaldır.
Bu olumsuz duygular sana bazı işaretler verir:
“Kendini koruman gerekiyor.”
“Belli sorunların ciddiyetinin farkına var.”
“Önlemler alman, kendini ve yakınındaki hatta sorun yaşadığın kişiyi korumaya yönelik belli adımlar atman gerekiyor.” gibi bazı işaretler olabilir.
Dolayısıyla travma terapilerinde özellikle geçmişteki belli anılara odaklanıp bunları işlerken duyarsızlaşmadan anladığımız şey şu değildir:
“Belli duyguları bastırmak gerekir, zorunlu olarak bir şekilde affettiriyoruz çünkü affetmek iç huzuru sağlar.” gibi bir mantıkla yaklaşmıyoruz.
Hissedilmesi gereken neyse odur.
Bazen gerçekten de belirli negatif duyguları tamamen geride bırakmak mümkün olmayabiliyor çünkü o duyguları hissetmek gerekiyor.
Özellikle de yakınındaki kişi belirli kötü alışkanlıklara sahipse, bu alışkanlıklarla alakalı belli zorluklar, sorunlar çıkarıyorsa ve bu konuda da farkındalık düzeyi düşükse bu noktada rahatsızlık duyman ve bunun etkilerinin devam etmesi gayet doğaldır.
Soru 2: Geçmişteki olaylara, travmalara duyarsızlaşmak ders çıkarmayı engellemez mi?
Eğer geçmişteki belli davranışlarınla alakalı, çocuklarına, arkadaşlarına, belki eşine karşı hataların olduysa bununla alakalı bu olaylardan, hatalarından ders çıkarman, o zamanki davranışlarını analiz etmen ve o dersler sonrasında bazı davranış ve düşüncelerini güncellemen gerekir.
Eğer bu güncellemeyi yapmazsan, geçmişteki belli kusurlarından ders almazsan bitmemiş bir mesele olarak kalır. Bu yüzden de bilinçdışında sürekli bir huzursuzluk hissi yaratabilir. O bitmemiş meseleyi bitirene kadar da bilinçdışındaki o huzursuzluk hissi devam eder.
Travma terapilerinde geçmişte kusurun olan, kendini kötü hissettiğin bir olayı çalışırken eğer dersini çıkarma konusu üzerinde durmaktan kaçınırsan o zaman duyarsızlaştırma ve yeniden işleme süreci sekteye uğrar.
Bu noktada duyarsızlaştırma belki kendini affetmek olabilir.
Dolayısıyla ancak sen geçmişten ders çıkardıktan-olayı işledikten sonra duyarsızlaşma gerçekleşebilir.
Soru 3: Duyarsızlaştırma sonrası anılarım siliniyor mu?
“Duyarsızlaştırma sonrası anılarım silinsin istemem çünkü eğer anılarım silinirse o kişiyle hiçbir bağımın kalmamasından korkuyorum.” şeklinde bir düşünce aklına gelmiş olabilir.
Bir örnek üzerinden düşünelim:
Babanla hem olumlu hem olumsuz deneyimlerin olduğunu farz edelim. Ona hem kızgınsın hem de içinde ona karşı sevgi hissediyorsun.
Ve bu karışık duygular içindeyken baban vefat etti…
Baban vefat ettikten sonra da babanı düşündüğünde aklına gelenler; sadece son dönemde yaşanan acılar, belki de onunla yaşadığın olumsuz deneyimler…
Bu noktada babanla ilgili yaşadığın deneyimleri düşündüğünde o anılar negatif olsa bile, hatırladığında seni kötü hissettirse bile bu olaylara dönüp, bunları işleyip, duyarsızlaşmak seni korkutabilir.
“Bu duyarsızlaştırmayı yaparsak ya o anılarım silinirse? Acıda olsa son anılarım silinirse zaten şu an başka bir anıyı şu anda hatırlamadığım için babamla ilgili hiçbir şeyi hatırlamayacağım, o bağı hissedemeyeceğim. Hiçlik, boşluk duygusu olacak diye korkuyorum.” şeklinde düşünebilirsin.
Ancak durum şöyledir:
Yaşadığın olumsuz deneyimleri işleyip, sindirdiğinde ve bunlara karşı duyarsızlaştığında o zaman aslında o kişiyle olan negatif olayların dışındaki olumlu anılar da kendiliğinden gelmeye başlar.
Bir nevi olumlu anılara alan açılır. Hissettiğin belli bariyerler, duvarlar ortadan kalkar ve daha bütünsel olarak bakmak için kendine izin verebilme şansın olur.
Dolayısıyla da bu konudaki kaygılarının yersiz olduğunu söyleyebilirim.
Bu kaygılar yüzünden bilinçli olarak acılarını işleyip, sindirmek istemeyen; bu yüzden de böyle bir çalışma içine girmediğini öğrendiğim birçok kişiyle karşılaştım.
Hiçbir anı silinmez. Yaşadığın her anı bilinçdışında kayıtlıdır.
Ama belirli negatif duyguların daha ön plana geldiğinde bu noktada belli pozitif deneyimlere ulaşmak zorlaşabiliyor.
İşte travma terapilerinde de özellikle karışık duygular yaşadığın yakınlarınla alakalı beli konuları işlemenin birçok faydası olduğunu söyleyebilirim.
Terapiyle birlikte o kişiyle olan bağlarını çok daha net bir şekilde hissetme şansın oluyor.
Özetle; travmalara duyarsızlaşmak, doğal olarak hissetmen gereken şeyler neyse bunları hissetmeye çalışmaktır.
Terapi sürecinde herhangi bir şeyi düşünmeye ya da hissetmeye zorlanmazsın.
Düşüncelerini yorumlar kısmında paylaşırsan sevinirim.
Tekrar görüşmek üzere
Uzm. Psk. Cem Gümüş
2 Responses
Hocam merhaba , ben başka bir hocadan emdr alıyorum . Memnun olduğum bir terapi yöntemi ancak sevdiklerime tavsiye ettiğimde bu sorularla karşılaşıyordum . Yazınız tam oturdu , emeğinize sağlık , çok teşekkür ederim 🙏😊
İlginiz için teşekkürler..