Pakize, panik atakların bir türlü geçmemesine fena halde takılmış durumda.
Çok umutsuz hissediyor.
“Atakların gelmemesi için her şeyi denedim ama asla bitmiyor.” diye düşünüyor.
Deneyimli bir psikolog olarak Pakize gibi çok kişiyle karşılaştım ve hepsinde de istisnasız şunu gördüm.
Atakların geçmesi için öyle her şeyi denemiş ve fark etmiş değiller.
Denediklerini, fark ettiklerini zannediyorlar ve kendilerini kandırıyorlar.
Pakize’nin acilen bırakmaya karar vermesi gereken iki alışkanlık var.
Bunu yapabilmesi de idrak etmesi gereken tek bir şeye bağlı…
Pakize gibi muhtemelen senin de kafan karışık.
Olan biteni anlamakta zorlanıyorsun.
Hikayemize geri dönelim o zaman taşlar yerine oturacak.
Atak yaşamak, Pakize’ye hem çok rahatsız edici hem de çok korkutucu geliyor.
İnsan zarar göreceğini görüp nasıl rahat hissedebilir ki?
Ailesine, işine gücüne nasıl odaklanabilir.
Pakize, atakları kendisine zarar vermek isteyen bir düşman gibi görüyor.
Düşmana karşı uyanık olmak lazım. O yüzden sürekli tetikte bekliyor.
Kalbini, nefesini dinliyor. Sıkıntı hissini hisseder gibi olunca tehlikenin yaklaştığını anlamak istiyor.
Böylece kendini düşmana karşı koruyabilir.
Düşmanla karşılaşabileceği yerlere ve durumlara girmemeye çalışıyor.
Niye?
Çünkü karşılaşırsa zarar görecek.
Kapalı, havasız yerler, bildiği yerlerden uzak ortamlar atak düşmanının özellikle gizlendiği yerler oluyor.
Pakize bazen önlemek için ne yaparsa yapsın durup durmadan da aniden düşmanla karşı karşıya gelebiliyor.
O zaman da zarar görmemek için önlemler almaya çalışıyor.
Nefessiz kalmamak için hemen hava almaya çalışıyor, dikkatini dağıtmaya çalışıyor.
Düşmanı tanımak ve yenmek için internetten araştırıyor, “Ben de ne var?” diye doktor doktor dolaşıyor.
Çok sıkışınca acile gidiyor, birilerini yanında istiyor.
Çünkü düşmanla yalnız kalmak çok dehşet verici.
Pakize, belki pek de işe yaramadığını gördüğü psikiyatrik ilaç desteği ve terapi desteği de almış olabilir.
Sonra da Pakize, “Ben her şeyi yapıyorum niye halen geçmiyor?” diye yakınıyor.
Tabii ki geçmez.
Neden geçmediğiyle ilgili fikrin var mı?
Pakize, eskisi gibi ataksız bir yaşama dönmek istiyorsa bırakması gereken iki alışkanlık var.
1. Alışkanlık: Atak var mı yok mu? diye kendini izlemek (Atakları İzlemek)
Pakize, günün önemli bir bölümünde dikkatini vücudundaki kaygıyla bağlantılı hislere vermeye alışmış.
Bunu isteyerek yapmayı seçiyor çünkü atakların kötü ve tehlikeli olduğunu düşünüyor.
O yüzden de güvende olmak için düşmanı sürekli gözlemesi gerektiğine inanıyor.
2.Alışkanlık: Atak gelmesin, geldiyse de gitsin, diye önlemler almak (Atakları Önlemek)
Düşman olan panik atak saldırmasın diye atakları tetikleyebilecek ortamlara girmemeye çalışıyor.
Hemen dışarı çıkamayacağı, havasız, sıcak, ıssız ortamlardan uzak durmayı seçiyor.
Çünkü atak düşmanı en çok buralarda karşısına çıkıyor.
Eğer atak düşmanı saldırdıysa ve bedeninde hissediyorsa kendini koruma amaçlı önlemler almaya çalışıyor.
Kendini rahatlatmaya çalışıp yardım isteyerek atakları yok etmeyi hedefliyor.
Eğer ataklar devam ederse kötü şeyler olacağına, zarar göreceğine inanıyor.
Pakize’yi bu gerçekle yüzleştirdiğimizde şunu diyecektir:
“Cem hocam diyorsun ki, panik atakları kafaya takmayayım ve üstüne gideyim öyle mi? Hocam takmamaya çalışıyorum, üstüne gidiyorum olmuyor, hala korkuyorum, halen ataklar beni yokluyor.”
Burada sorunun ne olduğunu fark ettin mi?
Pakize halen ataklardan korkuyor.
Bunu kendine itiraf etmesi lazım.
Özellikle de ben ilaç-terapi desteği aldım her şeyin farkındayım, diye kendini kandırıyorsa.
İnsan deli gibi korktuğu şeyi nasıl kenara koyup rahat hareket etmeyi seçebilir ki?
İşte Pakize atakların zararlı olmayacağına ikna olmadığı için sorunu devam ettiren iki alışkanlıkla hareket etmeyi seçiyor.
Bu alışkanlıklar da beyninin sürekli kırmızı alarmda kalmasına neden oluyor.
Sürekli tetikte beklemenin daha güvenli olacağına inanıyor.
Pakize, kendisini parçalayacak tehlikeli bir hayvanla baş başa kaldığını düşünüyor.
Odadaki hayvanın aslında aslan değil bir kedi olduğunu algılaması gerekiyor.
Bu alışkanlıkları bırakmaya ikna olman için ataklar karşısında paniklememeyi seçmeyi öğrenmen lazım.
Paniksiz atak yaşamaya ikna olmazsan ataksız bir yaşamın olmayacak ve hep panik halinde olacaksın demektir.
Sen de Pakize’nin durumundaysan bu yazıyı okuyarak paniksiz atak dediğim çözümün ne olduğunu öğrenebilirsin.
Uzm. Psk. Cem Gümüş