Çocuklar da aslında yetişkinler kadar -hatta onlardan bile daha fazla- bu süreçten etkilenebiliyorlar.
Doğal olarak yetişkinler kadar anlamlandırma konusunda yeterli, becerikli değiller.
Bazı kişilerde şöyle bir düşünce de olabiliyor; “Çocuktur anlamaz. O kadar da etkilenmiyor gibi… Pek de ağlamıyor, üzülmüyor gibi görünüyor, kendi halinde oyun oynuyor.”
Açıkçası çocuklar, çoğu zaman kendi duygularını yetişkinler gibi çok açık bir şekilde, doğrudan ifade edemedikleri için sanki bu süreçten pek etkilenmiyor gibi görünüyor.
Yetişkinler de, belki onlar için o kadar büyük bir mesele değil gibi düşünebiliyorlar ama durum öyle değil.
Çocuklar, duygularını yetişkinlere göre daha farklı yollardan ifade ettikleri için bu yolların ve işaretlerin ne olduğunu bilmek gerekiyor.
Çocukların, deprem sonrası stres durumunda olup olmadığını nasıl anlarız? Bunun işaretleri nelerdir?
Deprem sonrası stres yaşayan çocuklarda, oynadıkları oyunlara travmatik öğeleri ekleme eğilimleri olduğunu görüyoruz.
Mesela bu depremle, oradaki süreçlerle, gördüğü görüntülerle alakalı temaları içeren belli oyunları tekrar tekrar oynadıklarını görebilirsin.
Bu da oyunlar yoluyla o duygularını ifade etmeye ve duygularıyla başa çıkmaya çalıştığının bir göstergesidir.
Gördükleri rüyaların temalarına bakıldığında da canavarlar, korkutucu varlıklar ya da sevdiklerinin başına kötü şeyler geldiğine yönelik olduğunu söyleyebiliriz.
Bu da deprem sonrası stres yaşadığının işaretlerinden bir tanesidir.
Olayı hatırlatan belli durumlar içine girmekten çekinebilirler, kaçınabilirler. Ekstra tepki gösterebilirler.
Bu süreçte belli agresif davranışları olabilir.
Davranış sorunları olabilir.
Duygusuz ve donuk bir beden diliyle görebilirsin. Yani ne çok seviniyor ne de çok üzülüyor gibi…
Sanki bir sıkıntısı yokmuş gibi görünür.
Bu süreçte daha çok yalnız kalma isteği, dışarıya karşı pek ilgisi yokmuş gibi, kabuğuna çekilme isteği olduğunu görürsün.
Bu da bir stres işaretidir.
Daha bebeksi davranışlar içine girebilir.
Yaşına uygun olmayan şekilde belli beklentileri olabilir.
Bir şeyden korktukları zaman hemen ebeveynlerine yapışma ve onlara bağımlı şekilde hareket etme gibi belli davranışlar görürsün.
Onlardan uzak kalmak korkutucu gelir.
Korktuğu zaman annemi istiyorum, babamı istiyorum gibi şeyler söyler.
Diyelim ki, normalde akrabasının yanında rahatça duran bir çocuk bu süreçte ekstra tedirgin ve panik halinde olabilir.
Kendi kendini pek rahatlatamıyor gibi görünürler.
Uykularında belli problemler olabilir.
Gece yatağa yatıp uyumak istemeyebilirler.
Dalmakta güçlük çekebilirler ya da gece daha sık uyanmaya başlayabilirler.
Normalde tuvalet eğitimi almış, bununla ilgili bir sorunu olmayan çocuklarda gece alt ıslatma problemleri görülebilir.
Bunun dışında herhangi bir hastalığa bağlı olmayan belli ağrılar, bu tür sorunlar da olabilir.
Bu da aslında bastırılan, anlamlandırılamayan, dillendirilemeyen duyguların bedensel olarak bir işaretidir.
Bu gibi sorunlar yaşayan çocuklara, yakınlarına nasıl destek olabilirsin?
1. Sorun İşaretlerini Anlamak
Bu süreçte şunu aklında tutman gerekiyor; özellikle çocuklar için ailesinin ve yakınlarının onun yanında olduğunu, ona destek olduğunu bilmeleri çok önemlidir.
Bu yüzden de yukarıda bahsettiğim desteğe ihtiyacı olduğunun işaretlerini çok iyi bir şekilde kafana kazıyıp çocukları da, yakınları da bu yönden değerlendirmen önemlidir.
Böylece çocuğun yaşadığı durumları -özellikle agresif davranışlar işaretine yönelik, agresif davranışlar içine girmeye başladıysa- bir şımarıklık olarak değil; yaşanan o gerginlik hissinin dışa vurumu şeklinde anlamlandırma fırsatın olur.
Böylece daha hoş görülü, daha destekleyici şekilde çocuğa destek olabilirsin.
2. İletişim Halinde Olmak
Yetişkinlere duygusal destekte olduğu gibi çocuklara da dürüst ve açık bir şekilde yaşadığı durumları anlamlandırmasını sağlamak gerekiyor.
Yaşanılan bu deprem olayı nedir?
Neden oldu?
Hayata ne gibi etkileri oldu?
Şu anda ne yaşıyoruz ve planımız nedir?
Nasıl başa çıkıyoruz?
Bu konularla alakalı anlamlandırmasına yönelik bilgiler vermek faydalı olur.
Tabi bu noktada çocuğun yaşına uygun bir şekilde bunu anlatmak lazım.
Eğer yapabilirsen, hikayeleştirerek sanki başka birinin başına gelmiş gibi -örneğin bu bir figür olabilir, bir hayvan olabilir- anlatıyormuş gibi anlatabilirsin.
3. Güvende Olduğunu, Yakınlarının Yanında Olacağının Güvenini Vermek
Çocuğa güvende olduğunu, ona bakan birilerinin olduğunu ve onun hep yanında olacağını göstermek, bunun güvencesini vermek de çok önemli bir şeydir.
O korku mekanizmasını en çok rahatlatacak ve teskin edecek şey, güvendiği figürlerin onun yanında olacağını bilmesidir.
4. Özel Zaman Ayırmak
Çocuğa özel ilgi gösterdiğin zamanları da planlamak önemlidir.
Mesela yatma saatlerinde belli ritüeller olabilir.
Oyun oynama, diş fırçalama, kitap okuma, yatağa yatırma gibi belli ritüeller olsun ve orada ekstra zaman ayırın.
Bunu dışında ailece keyifli vakit geçirilebilecek belli oyunları ve etkinlikleri özellikle bu dönemde ekstra yapmak, birlik, bütünlüğü ve güven ağını hissetmesi açısından son derece faydalı olacaktır.
5. Duygulara Kabullenici ve Empatik Yaklaşmak
Eğer çocuğun sana duygularını gösterdiyse bu noktada yargılayıcı şekilde olmak ve hemen üstünü kapatmak yerine kabullenici şekilde yaklaşmalısın.
Örneğin ağlama, boşver, takma tarzı cümleler kurmamalısın.
Bunun yerine, onun yanında olduğunu söyleyebilirsin.
Mesela, evimi çok özledim diyerek ağlıyorsa ona, “Evet çok üzüldün, evini çok özlüyorsun. Bu senin için çok üzücü o yüzden ağlıyorsun değil mi?” şeklinde yaklaşıp sarılarak duygusal destek verebilirsin.
Enteresan ama böyle yaklaştığında çocuğun, duygusu görüldüğü için çok daha hızlı bir şekilde rahatladığını, sakinleştiğini göreceksin.
6. Ailedeki Rollerin Önceki Gibi Net Olmasını Sağlamak
Ailedeki rollerin net olmasını sağlamak da bu noktada çocuklara önemli bir destek olma yoludur.
Çocuğun ne çok fazla sorumluluk alıp kendini bunaltmasına ne de hiçbir sorumluluk almadan ona aşırı koruyucu bir şekilde yaklaşmasını sağlamak iyi bir şeydir.
Bu noktada dengeli olmak gerekiyor.
7. Profesyonel Destek Almak
Eğer çocuktaki sorunlar iki haftadan daha uzun süredir devam ediyorsa bu noktada profesyonel destek almasını sağlamanı öneririm.
Çünkü ne kadar erken müdahale edilirse o kadar hızlı şekilde çocuklardaki sorunlar çözümlenebiliyor.
Ben doğrudan çocuklarla çalışmıyorum ama çocuklarla çalışan meslektaşlarım, arkadaşlarımla yaptığımız sohbetlerde de çocuklarla oldukça hızlı şekilde ilerlendiğini görüyorum.
Ancak bu noktada dediğim gibi, erken müdahale çok önemli bir konu çünkü kişilik gelişimleri açısından çocukların bu süreçten önemli oranda etkilenebildiğini biliyoruz.
Bu yüzden, bu konuda uyanık olup özellikle de şu anki süreçte -deprem bölgesindeki aileler için bunu söylüyorum- o bölgedeysen orada gönüllü olarak gelen çocuklara destek verme konusunda çalışmalar yürüten kişilerin desteklerinden de, fırsatlarından da faydalanmanı öneririm.
Uzm. Psk. Cem Gümüş