Belki de kullanıldığını hissettiğin durumlar yaşıyorsun.
Bu durumlar karşısında cesaret edip kendini sahiplenmekte zorlanıyorsun.
Hayır diyememe sorunlarını yaşaman canını sıkıyor.
Sonra da yetersiz olduğun gerçeğine seyirci kalmak acı veriyor.
Bu yüzden de kendinle uğraşmaya başlayıp iç huzurunu da bozuyorsun.
Çok yaygın olarak gördüğümüz bu durum içerisindeysen sınır koymakla ilgili hazırlayacağım yazı dizisindeki yazılarımı okuman faydalı olabilir.
Bu dizinin ilk yazısında “Sınır koymak nedir; ne değildir?” konusunu işlemek istedim.
Sınırlar konusunda çok şey anlatılıyor ama bunun ne olduğu konusunda kafa karışıklıkların varsa daha baştan sorun yaşarsın.
Sınır sorunlarını hayatın birçok alanında görmek mümkündür.
En basit örneği devletler arasındaki sınırlardır. Çıkar çatışmalarıyla sınırların nerede başlayıp nerede bittiği konusu tarih boyunca büyük problem olmuştur.
Bu yazının yazıldığı tarih itibariyle dünyada devam eden savaşlar var; ne yazık ki olmaya da devam edecek gibi görünüyor.
Çıkar çatışmalarını tabii ki ilişkilerde de aktif olarak görüyoruz.
Seni de beni dinlemeye iten şey, ilişkilerde yaşadığın sınır sorunları.
Sınır koymak dediğimiz şeyi çok basit olarak tanımlayacak olursam; sınır koymak her iki tarafın da çıkar farklılıklarına rağmen kendisi olabilmesiyle ilgili bir aktivitedir.
Sınır koymak şu 5 soruyu cevaplandırarak yapılır:
Ben kimim?
Ne istiyorum?
Karşı taraf kim?
Ne istiyor?
Bu konuda ne yapılabilir?
Bu 5 soru cevaplanmadığı zaman sınır koyma sorunları var demektir.
Örneğin, ergenlik döneminde ailesiyle bağımlılık-bağımsızlık çatışmaları yaşayan bir çocuk ailesiyle sınırlar konusunda anlaşmazlık yaşar. İki taraf da birbirini tam olarak anlamaz ya da ortak bir zeminde buluşmakta zorlanır.
Eşler arası çatışmalarda da sınır koymak önemli bir sorun olabilir.
Bir taraf kendi isteklerini bastırıp diğerini memnun ettikçe kendi olamadığını fark eder, sonra isyan eder ama bu da anlaşılmasını daha da güçleştirip işleri karmaşıklaştırabilir.
İş hayatında sınır koyma sorunları ego savaşları şeklinde görülebilir.
Fazla ben merkezci ve narsist karakterdeki kişiler sadece kendi ihtiyaçlarına odaklanıp diğerlerinin alanlarına girebilir.
Gördüğün gibi sınır koyma konusunda senin tarafın ve diğerinin tarafı var.
Sınırın senin tarafında kendini tanıman, ihtiyaçlarının bilincinde olman ve kendini sahiplenmen çok önemlidir.
Eğer senin iç dünyanda-ülkende iç savaş varsa dış dünyadaki zorluklarla başa çıkman güç olur ve bütünlüğünü kaybetme riskin olur.
İçinde güvensiz hissedersin.
Kendine ihanet etmek ile ilgili yazımda anlattığım şeyler doğrudan burasıyla bağlantılı, okumanı öneririm.
Sınır koyma dediğimiz şey, sadece senin sınırlarına sahip çıkman değildir.
Sınır koymak karşı tarafı da tanıyıp onun ihtiyaçlarını anlamaya çalışmanı gerektirir.
Böylelikle daha etkili müzakere yapabilmen mümkün olabilir.
Özellikle komşu ilişkileri yürütmen gereken yakın ilişkilerde bunu yapabilmen önemlidir.
İşte zorluğu yaratan şey de budur.
Kendine yabancılaşmadan, kendin olmayı bırakmadan karşı tarafında kendisi olmasına alan tanıyacak şekilde hareket edebilmektir.
Benleri koruyarak biz olabilmek denilen durumu yaratabilmektir.
Kolay mı? Değil, zaten o yüzden ilişki sorunları bizim terapilerde en sık çalıştığımız sorun türü oluyor.
Buraya kadar sınır koymak nedir? konusu netleşmeye başlamıştır sanırım.
Sınır koymak ne değildir? konusuna da odaklanırsak bazı şeyler daha da netleşecektir..
Sınır koymak duvar örmek, küsmek değildir.
Anlaşmazlık yaşandığında duvar örmek, pasif agresif şekilde küsmek çaresizlikle yapılan bir çeşit başa çıkma yolu olarak düşünülebilir.
Böyle davrandığında sınır koymuş olmuyorsun.
Sınır demek arada alışverişin olduğu bir geçirgenliği gerektirir.
Tabii ki bazı kişiler vardır ki ilişkiyi koparmak gerekebilir. Bu ayrı bir konu.
Sınır koymak bencillik, kötü insan olmak da değildir.
Bencillik deyince hem olumlu hem de olumsuz şeyler çağrışabiliyor.
Aslında her canlının özünde bencil olduğunu çünkü kendi ihtiyaçlarının karşılanmasına önem verdiğini savunan bir görüş var.
Daha yaygın olan görüş de, bencillik kötü insan olmaktır çünkü bencillik, sadece kendini düşünmektir şeklinde oluyor.
Açıkçası dediğim gibi sınır koymak 5 soruyu cevaplandırmaktır.
Bu beş soruyu cevapladığında sadece kendini değil diğerini de anlayıp düşünüyorsun.
Dolayısıyla bir taraftan bencil olmakla birlikte bu olumlu bir bencilliktir.
Etkili şekilde sınır koyduğunda hem bencil hem de iyi bir insan olursun.
Sınır koyma konusunda yanlış bilinen diğer bir şey de sınır koymayı yalnızlaşmak, ilişkileri önemsememek, sadece kendine yetmek, kendini izole etmekle eş tutmaktır.
Sınır koymaya çalışıyorsan dış dünyayla alışveriş yapıyorsun anlamına gelir.
Yani dış dünyaya, ilişkilere aslında ihtiyacın olduğunu zaten kabul ediyorsun.
Sınır koymak demek bu alışverişi savaşsız ve sağlıklı hale getirmektir.
Kaçıngan bağlanma stiline uygun şekilde ilişkilerden kendini izole etmek ve kendine yetmeye çalışmak aslında sorunlu bir başa çıkma yöntemidir.
Bir kaçıştır.
Sınır koyma konusunda başarısız olunduğunda bulunan çözüm yollarından birisidir.
Sınır koymanın ne olduğunu anlamanı sağlayacak, cevaplanması gereken 5 soru üzerinde düşünmek ve daha önemlisi bunları uygulamak kolay değil tabii ki.
Kendine iyi bak. Sınır koyma gibi önemli bir konuda arayış içerisinde olman bu konuda bir şeyler yapmaya niyetli olduğunu gösteriyor. Aynen yola devam et.
Uzm. Psk. Cem Gümüş