Panik Atak Travması Yaşadınız Mı? 15 Soruda Panik Bozukluk Hakkında Merak Ettiğiniz Her Şey

Tanıdık geliyor mu?

Bir gün ansızın tuhaf hissetmeye başladınız…

Bedeninizi hızlı bir panik dalgası kapladı…

Çarpıntı, soluk almada güçlük hissi, terleme, titreme, uyuşma, baş dönmesi, bulantı, karın ağrısı vb. rahatsız edici hisler yaşadınız…

Birkaç dakika süren bu sıkıntı hali başka zamanlarda da tekrarlayınca sizi huzursuz etti…

Sağlığınızdan endişelenmeye başlayınca bir doktora başvurmaya karar verdiniz…

Gerekli tüm tetkikler yapıldı ve sonuç: “Sağlıklısınız, bu hislerin nedeni psikolojik” denildi…

Ama nasıl olur!?

Sadece psikolojik etkenlerden dolayı insan nasıl bu kadar yoğun hisler yaşayabilir?

Zaman zaman benzer durumlar yaşayınca ‘’Tekrar yaşar mıyım? Acaba ben de tesbit edilemeyen bir hastalık mı var?’’ diye endişelendiniz…

Başka doktorlara, hatta en iyilerine gidip daha fazla tetkik yaptırdınız. Ama yine aynı cevabı aldınız…

‘’Ben de panik atak başlangıcı mı var?’’ diye düşünmeye başladınız…

İnternetten araştırma yaptınız belki de. Forumları, benzer durumu yaşayan kişilerin deneyimlerini okudunuz…

Muhtemelen kafanız daha da karıştı. “Panik bozukluk sorunu illet bir hastalıktır, kolay geçmez, tekrarlar, uzman desteği aldım işe yaramadı” gibi şeyler okudunuz…

Panik atak yaşamayayım diye bazı yerlerden/durumlardan kaçınmaya ve önlemler almaya başladınız…

Bu sorun hayatınızda önemli bir yer işgal etmeye başlayınca psikolojik destek almaya karar verdiniz…

Belki ilaç ve/veya psikoterapi desteği aldınız ama pek fayda sağlayamadınız…

Karamsarlık içine girmeye başladınız…

‘’Hep böyle mi olacak?’’

‘’Hiç düzelmeyecek miyim?’’

Yine de, bu satırları okuduğunuza göre halen umudunuz var ve arayış içerisindesiniz.

Size iyi bir haberim var…

Önce kendimi tanıtayım. Panik bozukluğa travma ve pozitif psikoterapi perspektifiyle bakan ve bu konuda deneyimli bir uzmanım.

Sizlere bu yazıda panik atak/bozukluk hakkında internette daha önce paylaşıldığını görmediğim yoğunlukta kapsamlı bilgiler vereceğim.

15 soruda panik bozukluk hakkında birçok sorunuzun cevabını bulacaksınız.

Birçok danışanım, sadece bu bilgilerle bile, kronik panik atak sorunlarını önemli ölçüde aşmaya ve rahatlamaya başladı. Örneğin, panik atak yaşamalarının aslında sağlıklı bir bedene sahip olduğunu gösterdiğini öğrendiklerinde çok şaşırıyorlar.

Kendi deneyimlerim ve özel yaklaşımıma dayanan (EMDR, Bilişsel Davranışçı Terapi ve Pozitif Psikoterapi entegrasyonu) özgün bilgiler paylaşacağım.

1. Panik Atak Bir Travma Mı?

Evet. Size rahatsızlık veren, başa çıkmakta zorlandığınız ve unutmaya çalıştığınız her olay travmadır. Panik atak krizi ya da panik atak nöbeti olarak tanımladığınız şey aslında bir travmadır. Travmalarda en önemli sorunlardan birisi olayı anlamlandırma güçlüğüdür. Panik atak konusunda detaylı bilgi vermesi için yazdığım bu yazı yaşadıklarınızı anlamlandırma ve travmanızı işlemede önemli bir kaynak olabilir.

2. Panik Atak Nedir? Panik Atak Belirtileri Nedir?

Bedensel:

Çarpıntı, terleme, boğulma hissi, göğüste sıkışma, uyuşma, karın ağrısı, bulantı, titreme, baş dönmesi, sersemlik hissi

Duygusal:

Kaygı, korku, dehşete kapılma, çaresizlik hissi

Zihinsel:

Sağlıktan endişe etmek, ölmekten ya da aklını yitirmekten kokmak, kontrolü kaybedeceğini düşünmek

Davranışsal:

Kaygı yaratan yer ve durumlardan kaçınmak, panik hissi gelince hemen kendini rahatlatmaya çalışmak, bedenini dinlemek, önlemler almak

3. Panik Atak Ne Kadar Sürer?

Panik atak birkaç dakika süren kısa süreli bir durumdur. İlk 5-10 dk. içerisinde en şiddetli seviyede hissedersiniz. Panik atağın başlaması, şiddetlenmesi ve sonlanması toplamda ortalama 20-30 dakika sürer. Yani atak şeklinde yaşanır.

Daha uzun süren kaygılı bekleyiş haliniz varsa panik bozukluk denilen durumu yaşıyor olabilirsiniz.

4. Panik Bozukluk Nedir?

Panik atak aslında her insanın hayatında en az bir kez deneyimlemiş olduğu bir durumdur. Yoğun bir korku yaşadığında, büyük bir stress içerisine girdiğinde panik atak benzeri hisler yaşanabilir.

Panik bozukluk ise panik atakları besleyen ve tetikleyen alışkanlıklar geliştirdiğinizde oluşur. Panik bozuklukta bir kısır döngü içerisine girersiniz.

Bu yazıdaki tanıya yönelik bilgileri size bir fikir vermesi için paylaşıyorum. Panik bozukluk tanısını ancak bir uzman kesin şekilde anlayabilir.

5. Panik Bozukluk Belirtileri Nelerdir?

Aşağıdaki durumları yaşıyorsanız panik bozukluk sorununuz olabilir:

I. Panik atak bedensel belirtilerinden en az dört tanesini yaşıyorsanız ve bu size yoğun bir sıkıntı ve panik duygusu veriyorsa,

II. Panik atak yaşamaktan korkmaya başladıysanız ve tekrar olma olasılığından endişeleniyorsanız. Panik atakların size zarar vereceğinden kaygılanıyorsanız (kalp krizi, nefessiz kalma, felç, ölme, delirme vb.)

III. Panik atak yaşamamak için önlemler alıyorsanız. Kendinizi güvenceye almak için yeni alışkanlıklar geliştirmeye başladıysanız. Bu davranışlar ve kaçınmalar yaşamınızı kısıtlıyorsa,

IV. Panik ataklarda yaşadığınız hisler fiziksel bir hastalık, ilaç, madde vb. başka bir nedene dayanmıyorsa

6. Panik Atak Neden Olur?

Panik atak yaşıyorsanız büyük ihtimalle sağlıklı bir bedeniniz var demektir.

Bunu duymak size garip gelebilir. Panik atak sebepleri olarak belki de fiziksel bir rahatsızlığınız olduğunu, güçsüz olduğunuzu ya da nörolojik olarak bir sorununuz olduğunu düşünüyorsunuz.

Panik atak nedenleri konusunda merak ettiğiniz noktaları aşağıda ayrıntılı şekilde okuyabilirsiniz.

Panik atak doğal korku mekanizmasının devreye girmesinin bir sonucudur.

(Not: Bazen fiziksel hastalıklar nedeniyle de panik atak benzeri durumlar yaşanabilmektedir. Bu konuda öncelikle bir doktora başvurarak gerekli tüm kontrolleri yaptırmış olmanız gerektiği konusunu hatırlatmak isterim)

Her duygunun bir işlevi vardır.

Korku ve panik hissinin işlevinin ne olduğunu biliyor musunuz?

Sizi tehlikelere karşı korumak!

Korku duygusu hayvanlarda da vardır. En temel savunma mekanizmalarından biridir. Beyninizde bir alarm merkezi bulunmaktadır. Orta beyindeki amigdala denilen bu bölgenin işlevlerinden birisi de korku duygusunu tetiklemektir. Böylece tehlikeye karşı uyanık olup ve kendinizi koruyabilirsiniz. Bir örnek üzerinden anlatayım:

Issız bir sokaktan geçerken birden karşınıza saldırgan bir köpek çıktı…

Havlayarak üzerinize doğru koştuğunu görüyorsunuz…

Tehlikeli bir durum içerisine girdiniz…

Peki kendinizi korumak için ne yapabilirsiniz?

Ya kaçarsınız ve böylece tehlike ortadan kalkar

Ya da kaçacak bir yer yoksa savaşırsınız, ona karşı koyarsınız

Savaş-kaç mekanizması denilen bu iki seçenek, tehlikeye karşı en temel savunma mekanizmalarıdır.

‘’Cem Bey, bunların panik atak sorunuyla ne alakası var?’’

diye düşünüyor olabilirsiniz. Okumaya devam ettikçe bağlantıyı kuracaksınız.

Tehlike alarmı devreye girince savaşma ya da kaçma ile kendinizi korumak için bir ön hazırlık gerekir. Bedeninizin verimli çalışması için farklı bir moda girmeniz gerekir. Bunu spor öncesi ısınma hareketleri yapmaya benzetebiliriz. Alarm modu devreye girince bedensel bazı değişiklikler olur.

İşte bu değişikliklerin hızlı ve yoğun olmasını panik atak olarak yaşıyorsunuz. Aslında bedensel değişikliklerin her birinin bir faydası var!

7. Panik Atak Sırasında Bedendeki Değişikliklerin Nedeni Nedir?

Panik atak belirtileri ve tehlikeye bedensel hazırlık konusunu sade bir şekilde anlatayım:

• Çarpıntı hissi yaşarsınız ÇÜNKÜ kalbiniz daha hızlı atarak kaslarınıza daha çok kan pompalanır. Böylece daha hızlı koşabilir ya da daha hızlı vurabilirsiniz.
• Nefes alışverişiniz kesik kesik ve daha hızlı olur ÇÜNKÜ daha fazla oksijen alırsınız. Böylece bu oksijen bedeninizde enerjiye dönüşerek bu ekstra enerjiyi kendinizi korumada kullanabilirsiniz.
• Terlersiniz ÇÜNKÜ bedeniniz enerji ürettiğinden dolayı ısınır. Terleyerek ideal vücut sıcaklığınızı dengelersiniz. Yazın da bu yüzden daha çok terlersiniz.
• El ayaklarda uyuşma hissedersiniz ÇÜNKÜ damarlarınızdaki kan gövdenizdeki daha merkezi bölgelere toplanır. Böylece savaşırken ya da kaçarken el veya ayaklarınızdan yaralanırsanız daha az kan kaybedersiniz.
• Titrersiniz ÇÜNKÜ adrenalin artışıyla vücutta biriken kullanılmayan enerjiniz vardır. Bu durum bir yayı çekip serbest bırakmadan tutmaya devam etmek gibidir. Enerjiyi boşaltmadığınız için titremeyle beden kendiliğinden boşaltmaya çalışır.
• Mide ağrısı, bulantı yaşarsınız ÇÜNKÜ enerji tasarrufu yapma amacıyla o anda sindirim sistemine ayrılan enerjiniz azaltılır.
• Baş dönmesi ve sersemlik yaşarsınız ÇÜNKÜ yüksek enerji üretmek bir noktadan sonra yorucu olmaya başlar. Ayrıca bedendeki hızlı değişiklikler (kan basıncı ve oksijen seviyesindeki değişiklikler) zararsız yan etki olarak bunları hissettmenize neden olabilir.

Özetle, yukarıdaki hisleri yaşıyorsanız bedeniniz sağlıklı şekilde çalışıyor demektir!

Alarm tuşuna basıldığında alarm devreye girebiliyor…

Sistem çalışıyor…

Zaten yaptırdığınız tetkiklerle birlikte doktorunuzda sağlıklı olduğunuzu söylemişti.

Öyleyse sorun nedir?

Alarm tuşuna gereksiz basıyorsunuz!

Hayvanlarda da aynı korku mekanizması vardır ancak onlar sadece gerçek bir tehlike olduğunda alarm moduna geçerler. Tehlike ortadan kalkınca da rahatlarlar.

İnsanlar ise düşünme kapasiteleri nedeniyle sadece düşünerek bile korku mekanizmalarını tetikleyebilir. Bu şu anlama geliyor:

Düşünebilme yeteneğiniz gereksiz yere alarm çalmanıza ve paniklemenize neden oluyor.

Ortada sanki bir ölüm kalım meselesi varmış gibi bir tehlike algısı içerisine giriyorsunuz. Örneğin, evinizde alarm varsa bilirsiniz. Sabah uyku sersemliğiyle alarmı devre dışı bırakmadan kapı pencereyi açarsanız alarm çalar. Eve hırsız girmediği halde yanlışlıkla devreye girer.

Psikolojik tehlikelerde de beyninizdeki alarm mekanizmalarınızı devreye sokabilirsiniz!

Panik atakların temelinde tehlike algısı olduğunu öğrendiniz. Yaşamınıza fiziksel bir tehdit olmadığı halde psikolojik tehdit ile de panik ataklar tetiklenebilir.

Bilinçdışınızdaki meseleler (güçsüz kalma, eleştirilme, yargılanma, sevilmeme, başarısızlığa uğrama vb. kaygılar ve rahatsızlıklar) farkında olmadığınız bir tehdit algısı yaratabilir.

Dolayısıyla panik atak sırasında yapabileceğiniz en önemli şey aslında ekstra birşey yapmadan bu hislerin gelip geçmesine izin vermektir. Ortada bir tehlike, ciddiye alınacak bir tehdit olmadığı halde bedeninizdeki alarm mekanizması devreye girmiştir. Bunu kendinize hatırlatıp o an ne yapıyorsanız onu yapmaya devam etmek gerekir.

8. Panik Bozukluk Neden Olur?

Panik atak yaşamanız panik bozukluk sorununuz olduğunu göstermez.

Panik atakla panik bozukluğun farklı şeyler olduğunu anlatmıştım. Panik bozukluk panik atakların kronikleştiği ve bir kısır döngü içerisine girdiğiniz bir durumdur.

Panik atak yaşadıkça yaptığınız ve yapmadığınız şeyler ile bu konuya bakış açınız panik bozukluk sorununa sahip olmanıza neden olabilir.

Panik atakların tanı alacak bir panik bozukluk sorununa nasıl dönüştüğünü aşağıdaki kısır döngü üzerinden anlayabilirsiniz.

PANİK BOZUKLUK KISIR DÖNGÜSÜ

⇓

⇓

⇓

⇓

⇓

⇓

⇓

⇓

Daha sonra en başa dönersiniz.

Bu kısır döngüde ne kadar çok zaman geçirirseniz panik bozukluk şikayetiniz o kadar güçlenir ve kronik hale gelir. Çünkü tekrar tekrar travma yaşarsınız. Travmalar biriktikçe kaçınma ve önlemler artar, yaşam kaliteniz düşer ve umutsuzluk hissetmeye başlarsınız.

Panik bozukluğun terapisinde bu kısır döngüyü kırmak ve bir sonraki aşamayı tetiklememek için birçok yöntem ve prensip öğrenirsiniz.

9. Panik Atakların Bana Zararı Olur Mu?

Hayır! Doktor kontrolünde, sağlıklı olduğu bilinen bir bedende, yüksek kaygının fiziksel bir zarar vermesi beklenmez. Panik atak bedeninizin tehlike alarmına verdiği doğal bir reaksiyondur.

Eğer sık bir şekilde bu mekanizmayı harekete geçirirseniz bunun etkisi kronik bir yorgunluk olacaktır. Doğrudan panik atak yüzünden sağlıklı bir bünyede kalp krizi, felç, aklını yitirme, ölüm gibi riskler yoktur.

10. Panik Atak Tedavisi Nasıl Yapılır?

Panik bozukluk tedavisi en doğru şekilde ilaç ve/veya psikoterapi ile yapılır. Ülkemizde psikoterapi alma imkanları çok kısıtlı olduğundan dolayı genelde sadece ilaç tedavisinin yapıldığını görüyoruz. Aslında ilaç desteği demek daha doğru olur çünkü tedavi eden şey ilaç değildir.

Panik bozukluğun asıl tedavisi bu sorunu sürdüren kısır döngüyü kırmaktır. Bazı kişiler ilacın verdiği kısa süreli rahatlama sonrası bu konuyu kendi kendilerine düşünüp kısır döngüyü kırabilmektedir. Ne yazık ki birçok kişi uzun vadede panik bozukluk sorununu sadece ilaç desteğiyle tatmin edici şekilde çözümleyememektedir.

Bu yazıda panik bozuklukta psikoterapinin bilgilendirme aşamasında danışanlarıma anlattığım bilgilerin önemli bir kısmını sizlerle açık şekilde paylaştım. Psikoterapi sürecinde yaptığımız daha birçok şey var.

Panik atak tedavi yöntemleri konusunda birçok farklı yaklaşım vardır.

• Panik atak ve panik bozukluk konusunda danışanları iyi bir şekilde bilgilendiren,
• Bu sorunun altındaki nedenleri keşfetmeye önem veren,
• Çözüm yöntemleri sunan yaklaşımlar en iyi sonuçları verir.

Özellikle, benimde uzmanı olduğum EMDR Terapisi ve Bilişsel Davranışçı Terapi bu konuda en çok bilinen ve etkinliği kanıtlanmış yaklaşımlardır.

11. Panik Atak İlaçları Nelerdir?

Panik bozukluk ilaçları en çok merak edilen konulardan birisidir.

Panik bozuklukta birçok farklı türde ilaç kullanılabilmektedir. Sakinleştirici, antidepresan, düşünce ve duygu düzenleyici tarzda farklı grupta ilaçlar tercih edilebilmektedir. Kişinin durumuna, ilave sorunlarına (depresyon gibi), sıkıntı düzeyine göre düzenleme yapılmaktadır.

İnternette bu konuda araştırma yapmış olabilirsiniz. Ancak ilaçlar psikiyatri uzmanlarına danışıp bilgi almanız ve onun kontrolünde kullanmanız gereken desteklerdir. Psikiyatri uzmanları ilaç kullanımınızın gerekli olup olmadığını değerlendirip uygun bir planlama yapar. İlaçsız panik atak tedavisi konusunda da psikoterapi desteğine yönlendirebilir.

12. Panik Atak Tedavisi Zor Mudur?

Panik atak sorununu kronik şekilde yaşayan kişilerin hikayelerini internetteki forumlarda okumuş olabilirsiniz.

“Bir sürü ilaç kullandım, terapide aldım ama halen panik atak yaşıyorum” yakınmalarıyla umutsuz bir tablo çizilebildiğini görüyoruz.

Bana terapi desteği için gelen bazı danışanlarım panik atak sorunlarında birkaç uzman dolaşmış olabiliyor.

Panik atak tedavisi konusunda gözden kaçırılan noktalar olduğunda ve yetersiz bir terapi planlaması yapıldığında gereksiz yere zaman kaybedilebilmektedir. Asıl sorun tespit edilmediğinde kaygı hisleri devam eder. Bu durumda da kişi yıpranır, yaşam kalitesi düşer ve umutsuzluğa kapılabilir.

Bedensel olarak hissettiğiniz kaygı sorunu görmezden geldiğiniz ya da farkında olmadığınız sorunlara işaret ediyor olabilir. Panik bozukluk sorununun altında kolayca fark edemeyeceğiniz  birçok neden olabilmektedir:

Geçmişle alakalı bitmemiş meseleler, işlenmemiş travmalar, uzamış yas, yaşam kalitesini etkileyen yetersiz kaynaklar, ilişki sorunları, gelecek kaygıları, özgüven eksiklikleri, değersizlik hisleri vb. konular nedeniyle kronik bir panik bozukluğu yaşanabilir.

Halbuki asıl sorunlar tespit edilip bu sorunlara birkaç seans odaklanıldığında çok daha hızlı bir ilerleme sağlanmaktadır. Özellikle, EMDR gibi yöntemler başta travma olmak üzere yukarıdaki türde sorunlarda iyi sonuçlar almanızı sağlayabilmektedir.

13. Panik Atak Sorunum Geçer Mi?

Kesinlikle evet! İyi bir uzman, kapsamlı bir değerlendirme, doğru yöntem, güçlü motivasyon ve kararlılığınızla panik bozukluk sorunu çözümlenebilir bir problemdir.

Panik atakla panik bozukluğun birbirinden ayrı şeyler olduğuna değinmiştim. Panik bozukluk kısır döngüsünü ortadan kaldırdıktan sonra bazen panik atak düzeyine varan dalgalanmalar olabilir. Bu durum süreç içerisinde beklenilen doğal bir durumdur.  Bunun nedeni, işlenmesi gereken kalan noktalar, bilinçdışındaki ele alınmamış konular ve kısır döngüyü devam ettiren alışkanlık kırıntılarıdır.

Panik atak terapisinden verim aldığınızın işareti hiç panik atak yaşamamak değildir. Panik atakların sıklığı, süresi, şiddetinde azalma olması beklenir. Eğer böyle oluyorsa doğru yoldasınız emektir.

14. Panik Atak Sorunum Olduğundan Eminim. Bu Konuda Yardım Almak İçin Nereye Başvurmam Gerek?

Öncelikle bedensel sorununuz neyse ona uygun bir doktora başvurup muayene olmanız gerekir. Fiziksel bir hastalığınız olmadığından emin olmak gerekir. Doğrudan bir psikiyatri uzmanına da başvurabilirsiniz. Kendisi aynı zamanda tıp doktoru olduğundan dolayı fiziksel sorunların muayenesi ve tetkik yönlendirmesi konusunda da yetkisi vardır.

Psikiyatrik ilaçları dahiliye, nöroloji gibi diğer branşlardaki doktorlarda verebilmektedir ancak ilaç kullanımı için bir psikiyatri uzmanından destek almanız daha iyi olur. En doğru ilaç tedavisi planlamasını psikiyatri uzmanı yapar. 

Fiziksel bir sorununuz olmadığı ve psikolojik etkenlerle bu sorunu yaşadığınız kesinleştiğinde, psikoterapi desteği almanız gerekir.

Psikoterapi, bir uzman eşliğinde, özel yöntemlerle konuşma yoluyla sorunların nedenlerini anlama ve çözümleme yöntemidir. Her psikolog ya da psikiyatrist psikoterapi uzmanı değildir. Psikoterapi temel eğitimin üzerine bir üst uzmanlık olarak ek eğitimler almayı gerektiren bir alandır.

Psikoterapi konusunda uzman olan bir psikiyatrist ya da klinik psikolog size yardımcı olabilir. 

Eğer bu yazıda okuduğunuz bilgilerin;

Birçoğunu biliyorsanız

Bu konuda kitaplar okuduysanız,

Sorunun nedenlerini anladığınızı düşünüyorsanız,

Öğrendiklerinizi uygulamaya çalışıyor,

ANCAK

Panik atak sorununuz halen devam ediyorsa,

dışarıdan psikoterapi desteği almanız gerekiyordur. Daha fazla beklemeniz yıpranmanıza ve kısır döngüyü güçlendirmenize neden olur.

Bir yakınınız panik atak sorunu yaşıyorsa bu yazıyı okuyarak iyice anlamasını sağlayın. Yazıda anlattığım yerlere başvurması için yakınınızı cesaretlendirin. İyi bir uzman sizi doğru bir şekilde yönlendirecektir.

15. Psikoterapi Desteği Alacağınız Uzmanın Doğru Adres Olup Olmadığını Nasıl Anlayabilirsiniz?

Destek alacağınız psikoterapi uzmanının:

• Klinik deneyimine,
• İyi eğitimli olmasına,
• Çok hızlı ve iddialı güvenceler vermemesine,
• İlgili olmasına,
• Yargılamadan dinleyebilmesine,
• Panik bozukluğun doğası konusunda bilgilendirmesine,
• Panik ataklara karşı neler yapabileceğiniz konusunda size uygun stratejileri öğretmesine,
• Yaşamınıza daha geniş bir açıdan bakıp gözden kaçabilecek noktaları tesbit etmenize yardımcı olabilmesine,
• Düzenli şekilde sizden geribildirim alarak terapinin nasıl gittiğini açık şekilde sormasına dikkat edin.

Psikoterapi desteğinin işe yaramadığının işaretlerini anlamak için en az 3-4 seans devam etmeniz gerekebilir. Eğer terapistinizle uyumlu ve verimli bir süreç gerçekleştiremediğinizi fark ederseniz karamsarlığa düşmeyin.

Psikoterapi hem bir bilim hem de bir sanattır. Her terapistin kendine özel bir yaklaşımı vardır. Kendinizi daha rahat hissedeceğiniz ve sonuç alabileceğiniz başka bir terapistle çalışabilirsiniz.

Psikoterapi pek bilinen bir alan değil. Bu yüzden sadece bu konuya odaklanan bir blog yazıyorum.

Psikoterapi ve ilgili uzmanlıklar hakkında daha fazla bilgi almak için “Seans Odası-101” blog sayfamdaki yazılarımı düzenli şekilde takip edebilirsiniz.

Uzm. Psk. Cem Gümüş